TATLISU KURNAZI
Eskilerin kullandığı bir deyim vardır. "Cin olmadan adam çarpmak" diye...Böyle kişilere bizler bu bölgede "Tatlısu kurnazı" diyoruz. Egolarını bastıramayan her işe burnunu sokan kendini bulunmaz Hint kumaşı gibi zanneden kişilere bu deyim adeta cuk diye oturuyor. Bandırma Kent Konseyi Başkanımız Sayın Serdar Polat da tam da bu deyimin hakkını verenlerden biri diyebilirim. Bir süredir kendisinin icraatları hakkında yazılar yazıyorum. İnanın bende bu kadar yazı yazmak istemesem de bu kardeşim yaptıklarıyla, söylemleriyle tatlısu kurnazlığına o kadar kendini kaptırmış ki, yazmamak da olmuyor.
Kent Konseyi Başkanımız yazdığım yazıların nedenini pek anlamadığını, yazılarımın hedefinin kendisi değil belediye başkanı Tolga Tosun olduğunu sağ da solda konuşur olmuş. Aklınca Tolga Başkan ile beni karşı karşıya getirip aradan tüyecek. Klasik tatlısu kurnazlığı. Bak Serdar kardeşim, evvelallah Tolga Başkan yanlış bir iş yaptı mı bunu söyleyecek kadar yüreğim yazacak kadar da kalemim var. Yani senin üzerinden Tolga Başkana yürüyecek kadar çaptan düşmedim. Böyle senaryolara sığınacağına keşke yazılarımı daha dikkatli okusaydın.
Bak Serdar kardeşim bir kez daha ve son kez seni neden eleştirdiğimi açıkça yazıyorum. Sen Bandırma Kent Konseyi Başkanısın. Paydaşların arasında farklı siyasi kimliklere mensup kişiler ve dernekler var. Sen seçim zamanı bu kişi ve derneklerden başkanlığın için oy isterken “ Kent Konseyi siyaset üstü olacak ve hiçbir partinin arka bahçesi olmayacak “ dedin. Lakin daha ilk seçimlerde CHP gömlekleri ile mahalle mahalle gezerek Kent Konseyini siyasetin kucağına oturttun. Yetmedi CHP delege seçimlerinde CHP üyesi olmamana karşın herkesten daha çok çalıştın. Olmaz Serdar Kardeşim. Yüreğin siyaset yapma aşkıyla yanıyorsa Kent Konseyi başkanlığını bırak sonra CHP gömleğini giy. 1 sene sonraki seçimlerde yine aday olacaksan, senin gibi düşünmeyenlerden nasıl oy isteyeceksin?
Serdar Başkan ile ters düşmemiz bu konuda başladı. Sebep arıyorsun ya Başkan, işte sebeplerden biri buydu. Sonra egoların seni o kadar esir almış ki, platform Başkanı olmak için kapısına gitmediğin insan kalmadı. Alttan girdin üsten çıktın. Onu da başardın. Başardın ama bu kez de Bandırma Belediyesini zan altında bıraktın. Tamamı CHP’li Kent Konseylerini Bandırma’da topladın. 60 kişiye yakın davetliyi 5 yıldızlı otelde konaklattın. Yedirdin içirdin. Bazı misafirleri yaşadıkları kentlerden özel araçlarla aldırdığın da söyleniyor ya neyse! Sonuçta emeline ulaşıp Kent Konseyleri Platform Başkanı oldun. Oldun da kardeşim boyun mu uzadı, egoların tavan mı yaptı. Toplantıların sonucunda Bandırmalıların parasıyla ağırladığın kişiler ile Akbelen ağaç katliamını kınadın. Ah be güzel kardeşim Bandırma’da hiç mi çevre felaketi yoktu!!! Keşke bir pankart da onlar için yaptırsaydın da hiç değilse yaptığın etkinliğin Bandırma’ya bir nebze faydası olsaydı.
Biz gazeteciler kamu adına görev yapan kişileriz. Tabi ki Bandırma kentine ve halkına hiçbir yararı olmayan bu toplantının maliyetini sana soracağız. Lakin biz gazetecilerden önce Ak Parti ve MHP Meclis üyeleri bunun maliyetini sormaları gerekse de ben daha önce davranmış olayım. Bu yazımdan sonra “ Bana neden soruyorlar. Belediyeye sorsunlar parayı onlar verdi “ desende kazın ayağı hiç de öyle değil kardeşim. Toplantıyı yapan Kent Konseyi, Başkan yapılan Serdar Polat, kuşkusuz hesabı da sen vereceksin. Yazımda bunu sordum hala yanıt vermedin. Ben beklerim.
Seni eleştiren yazıları şimdi neden yazdığımı anlamışındır umarım. Anlayacağın üzere Tolga Tosun’u hedef aldığım falan yok. Dediğim gibi evvelallah kimseden korkmam. Lakin bir cümle de Tolga Başkana etmek isterim. Sevgili Başkan daima senin yanında fotoğraf vermeye gayret eden, fotoğraflara girmek için meclis üyelerini itip kakan, ayaklarına basarak öne geçmeye çalışan bu kişinin sana zarar verdiğini söylemek isterim. Bu benim düşüncem.
Şimdi Kent Konseyleri Platformu dönem sözcüsü Serdar Polat, bir kez daha kamu adına soruyorum, bu toplantılar için Bandırma Belediyesine ne kadar para harcattın. Bu toplantılar sonucunda bu kent ve bu kent de yaşayanlar ne kazandı? Yanıtını bekliyorum.