0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bandırma Sokak Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği Onursal Üyesi ve Sözcüsü Sevda Şıvga 4 Ekim Hayvanları koruma günü dolayısıyla Şehir Gazetesine açıklamalarda bulundu.

1931 yılında “Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu” 4 Ekim tarihini “Dünya Hayvanları Koruma Günü” ilan etmiştir ve bu tarihten itibaren Dünya genelinde kutlanmaktadır. Diyen Şıvga “ Ancak Türk toplumunda hayvan sevgisi ve koruması bilinci çok daha eski tarihlere dayanmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı devletleri döneminde hayvanlara büyük sevgi ve şefkat gösterilmiştir. Özellikle toplumsal dokunun bir parçası olan sahipsiz hayvanların beslenmesi için vakıflar, tedavileri için hastaneler kurulmuştur. Hayvanları korumaya yönelik fermanlar çıkarılmıştır. Ancak 1910 yılında İstanbul’daki sokak köpeklerinin Hayırsız adaya sürgünü ve orada kaderlerine terk edilerek ölümleri ile sonuçlanan katliamdan sonra belediyeler tarafından 2000’li yıllara kadar devam eden bir sürek avı başlamıştır. 2003 yılında “Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesini imzalayan dönemin hükümeti, akabinde 2004 yılında 5199 Hayvanları Koruma Kanunu’nu yürürlüğe sokmuştur. Bazı eksikleri olmasın rağmen bu yasa Dünya’da örnek gösterilebilecek düzeyde çözüm odaklı ve sürdürülebilir bir yasa idi. “

Sevda Şıvga “ Ancak bu yıl 7332 sayılı kanun ile yapılan değişiklikler neticesinde özellikle sahipsiz hayvanların refahı ve hayatı geri dönülemez biçimde tehlikeye girmiştir. “Aşıla, kısırlaştır, yerinde yaşat” ilkesi “Aşıla, kısırlaştır, sahiplendir, sahiplenilmeyen hayvanı ölene kadar barınakta hapset!” durumuna evrilmiştir. Ülkemizde 1390 belediyeden yaklaşık 300’ü civarında barınak olup bunların çoğunda kısırlaştırma yapılmamaktadır. Nüfusu 6,5 milyon olduğu tahmin edilen sokak köpeği popülasyonunu barınak başına 22 bin köpek düşeceği için bu barınaklara yerleştirmek fizikken olanaksızdır. Dolayısı ile sahiplendirene kadar barınakta hapset mottosu uygulanabilir ve sürdürülebilirlikten uzak ütopik bir yaklaşımdır. Kaldı ki üretim, köylünün çoban köpeklerini terki, satışı, sahipli ev hayvanının terki gibi muslukları kapatmadığınız sürece sokak hayvanları popülasyon havuzu dolmaya devam edecektir. Şimdiden ülke genelinde barınakların kapasitesi dolmuş olmasına rağmen sokak nüfusu hala azımsanamayacak kadar fazladır. Bu gerekçeler ile yasadaki değişikliklerin iptali için için Anayasa Mahkemesine başvuruldu, umudumuz adeta bir katliam yasasına dönüşen yasanın iptal edilmesidir. Aksi durumda bir çok belediyenin toplu katliamlar yapmak zorunda kalacağı aşikardır. Ayrıca doğayı birlikte paylaştığımız hayvanların, doğanın dengesinin korunmasında önemli bir yeri olduğu unutulmamalıdır. Bilimsel, insani, vicdani ve kanıtlanmış tek çözüm yolu kısırlaştırmadır. O yüzden düzenlediğimiz mitinglerde tekrar tekrar haykırıyoruz “toplayamazsın, hapsedemezsin, öldüremezsin! aşıla, yasayı geri çek! kısırlaştır, yerinde yaşat”

Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar, var olma, tedavi olmaz beslenme hakkına sahiptirler. Bu vesile ile tüm hayvanların ve yaşam hakkı aktivisti arkadaşlarımın 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Gününü kutlarım.” Dedi.