SİSTEMİN ÇÜRÜME VE YOZLAŞMASININ SON HALKASI YENİDOĞAN BEBEK ÇETESİ
Bandırma Demokrasi Platformu son günlerde ülke gündemine oturan bebek çetesi hakkında basın açıklaması düzenleyerek sorumluları kınadı. Basın açıklamasını okuyan CHP İlçe Sekreteri Erdal Erdoğan, Sağlık alanı ve sistemi kâr ve rant uğruna her türlü barbarlığı göze alabilecek, bebekleri dahi katledecek düzeye geldi. Göz göre göre onlarca bebek para için öldürüldü. Bakanların özel hastane sahibi olduğu memleketimizde her yanımız özel hastanelerle çevriliyken bu vahşet yine bu özel hastanelerde yaşandı. Buradan soruyoruz bu özel hastaneleri kim denetliyor yada denetleniyor mu? Bir ihbar olana kadar bu katliam neden anlaşılamadı, 2003' ten beri bunun gibi ne kadar vaka yaşandı? Emekçi ailelerin bebekleri sizin için para kaynağı mı? Lanet olsun kurduğunuz bu düzene, lanet olsun sağlık sisteminize dedi.
Açıklamasına devam eden Erdal Erdoğan " Bir insanlık suçu ile karşı karşıyayız. Organize bir kötülük bu. Tüyleri ürperten bir suç şebekesi.. Yenidoğmuş el kadar bebeklerin canı ve kanı üzerinden para kazanan bir çete. İçimiz ağlayarak yüreğimiz kanayarak izledik haberleri...
Korkunç bir felaket yaşanıyor. Annesinin sütünü emememiş, annesinin kucağına almadığı, annesinin kokusunu alamamış o bebekler ölüme terk edilmiş. Daha uzun yoğun bakımda kalsınlar diye bebekleri aç bırakmışlar. Tedavileri doğru düzgün yapılsa saglıklarına kavuşacak, yaşayacaklardı. Nefes borusu tıkanarak boğularak ölmdürülmüş bebek var. Denetimsizlik, rezillik, ahlaksızlık, soygun, katliam.. ne desek az kalır.
Yaşananlardan bu süreçte rol oynayan özel hastaneler kadar ruhsat verme, denetleme başta olmak üzere görevini yapmayan, savsaklayan, bebeklerin ölmesine ihbardan sonra bile 1,5 yıl müdahale etmeyen kamu kurum ve görevlileri sorumludur. Sağlık bakanlığı yatağında nasıl rahat uyuyabiliyor. Sağlık Bakanı utanmadan haberimiz vardı, gizli gizli takip ediyorduk diyor. Sağlık Bakanı gururla "süreç ihbarla başladı" diyor. Zaten sistemin rezaleti burada. Denetim denen bir şey yok. Memlekette ilk bozdukları şey denetim mekanizmaları oldu. Peki ihbar olmasa ne olacaktı?
Bebekler ölmeden denetim yok, bebekler öldükten, iş ayyuka çıktıktan sonra “şöyle yaptık, böyle yaptık “ demek kolay. Mesele bebekler öldürülmeden, emekçilerin canı yanmadan hareket etmenizdir. Şimdi toplum tepki gösteriyor hemen “ilgili hastaneleri kapattık, ruhsatlarını iptal ettik” diyorsunuz. Varsa samimiyetiniz bütün özel hastaneleri kamulaştırın, çete ve para düzeni yok olsun.Yapabilirmisiniz?
Yenidoğan çetesinde adı geçenler ve bu çetenin iş yaptığı hastane sahipleri arasında AKP'li, MHP'li bir çok isim var. Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun sahibi olduğu Hastane var. Çetenin uzandığı siyasetçiler listesi de gösteriyor ki; siyaset rant ilişkisine örtü olsun diye yapılıyor, makamlar mevkiler talana alan açsın diye dağıtılıyor.
SGK'den para almak için bebekleri öldüren Yenidoğan bebek çetesi, AKP iktidarının sağlığı ve aslında bir bütün olarak kamusal hizmetlerin tamamını ranta, talana, yalana teslim etmesinin en vahşi görünümlerinden biri.
Bebeklerin sağlığını, çocukların sağlığını, kadınların sağlığını, halkın sağlığını piyasa koşullarına teslim edenler çetenin sorumlusudur!
Özel sektörün çıkarlarına göre inşa ettikleri sağlık sisteminden oluk oluk irin akıyor.
Ne kadar özelleştirme o kadar çeteleşme. Ne kadar ticaret ve metalaşma, o kadar insanlıktan çıkan sağlık sistemi. Yeni doğan, hatta doğmayan çocuktan kar ve rant elde etmek için kurulan çete düzenine lanet olsun!
Olan biteni hafife alan, görev savan ve sorumluluktan kaçan AKP hükümeti ve Sağlık Bakan Memişoğlu, suça ortak oluyor demektir!
Bebekler para için öldürülüyor. Ama Sağlık Bakanı çıkmış, hiç utanmadan 'Kamuoyu, yenidoğan çetesiyle meşgul ediliyor' diyor. O bebekler, senin gibiler görevinizi yapmadığınız için katledildi! Siz o bir damlacık bebeklerin canını, sağlığını korumanız gerekirken, cebiniz doldurmakla, ihale kovalamakla meşguldünüz. Kamu hastanelerini bitirmekle, sağlığı ticarileştirmekle, randevu sorununu büyütmekle, ilaç sıkıntısı yaratmakla meşguldünüz. Bu ülkede güvenecek tek bir kurum bile bırakmadınız. Yitip giden hayatların hesabını elbette bir gün vereceksiniz. Eğitimde ve sağlıkta piyasacı ve özelleştirme politikaları, kamusal hizmetten uzaklaşan sistem; AKP ile zirve yaşıyor. Pandemide canını dişine takan sağlık emekçileri ve doktorların, “halk için sağlık “ diyenlerin, “kamusal sağlık” diyenlerin yanında olmaya, emekçilerin ücretsiz ve kamusal sağlık hizmeti almasını savunmaya ve bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz. Yaşananlar tesadüf olmadığı gibi, sadece buz dağının görünen yüzü. Çocuklardan katil yaratan, çocukları katleden, işçi ve emekçileri yoksulluk ve açlık girdabına iten, zengini zengin, yoksulu daha yoksul hale getiren bu sistem var oldukça, yenidoğan bebek çeteleri, mafyası bitmeyecek. Sağlığı ticarethaneleştiren sistem, en az çeteler kadar ölümlerden sorumludur. Kamusal hizmet veren hastanelerin niteliği arttırılmalı, tüm özel hastaneler halk sağlığı için kamulaştırılmalıdır. Halkın; eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için koruyucu hekimlik ve birinci basamağın güçlendirildiği, sağlık çalışanlarının iyi koşullarda güvenli ve güvenceli çalışabildiği, verilen hizmetin sayısının değil niteliğinin ve topluma katkısının değerlendirildiği bir sağlık sistemi hayata geçirilmelidir. Ülkemizin maddi ve insan kaynakları bunları yapmak için yeterlidir. Bir kez daha bütün işçi ve emekçileri bu zorbalık, barbarlık düzenine karşı durmaya, birleşik, kitlesel bir mücadeleyi örgütlenmek için çaba harcamaya, asalak takımının sırtımızdan atılması, insanca yaşayacağımız demokratik bir ülkenin kurulması için mücadele etmeye çağırıyoruz. " Dedi.