SES: SEÇİM VAADİ DEĞİL EK ZAM İSTİYORUZ   

  12 Mayıs Hemşireler Günü dolayısıyla Bandırma Eğitim ve Araştırma poliklinikleri önünde basın açıklaması yapan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası ( SES ) seçim vaadi değil ek zam istiyoruz diyerek ses yükseltti. Basın açıklamasını okuyan SES Balıkesir Şube Başkanı Erdinç Karapınar “ Bugün 12 Mayıs hemşireler günü maalesef artık günümüzü kutlamayı, sağlık alanında olan 42 meslek gurubu olarak, mesleki sorunlarımızı gündeme getirmeyi unuttuk. Sağlığın ve sağlıkçıların covid 19 pandemi dönemi ve 11 ilde yaşanan büyük depremde olmazsa olmaz olduğunu toplum olarak tekrar anımsadık. Sağlıkta dönüşüm adı altında uygulanan sağlıkta kışkırtılan talepler göz önüne alındığında sağlık emekçilerinin iş yükleri sürekli artmaktadır. Artan iş yüküne rağmen ücretleri ise bu ülkelerin çok gerisindedir. Özellikle emekliliğe yansıyan temel ücrette “dönüşüm” politikaları ile yıllar içinde gerileme yaşanmıştır. Mesela 42 meslek grubunda olan ebe hemşirelerin nüfus payına düşen sayıları AB ve OECD ülkelerine göre yetersizdir. 2021 yılında toplanan verilere göre 100 bin kişiye düşen ebe hemşire sayısı ülkemizde 343 iken, 2020 yılı için bu sayılar AB’de  873, OECD ülkelerinde de 926’dır. Siyasetin gündemi 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere kitlenmiş bulunuyor. Emeğiyle geçim mücadelesi veren kamu emekçileri, emekliler, işçiler, milyonlar olarak bizlerin temel gündemimiz ise seçim değil, geçim derdi olmaya devam ediyor. TÜİK’e bakarsanız yıllık enflasyon %50, gıda enflasyonu %68, kiralarda yıllık artış ise %56 civarında. Ülkeyi yönetenler bu sanal rakamları gösterip ‘enflasyon geriledi’ nutukları atıyor. Oysa güneş balçıkla sıvanmıyor. OECD ülkeleri başta olmak üzere dünyada gıda fiyatları düşüyor. Ama ülkemizde son bir yılda gıda ürünlerinin fiyatları ortalama iki kat arttı. Zaten yüksek olan kiralar 6 Şubat depremleri sonrasında TÜİK rakamlarını üçe katladı. Son bir yılda süt %240, peynir %250, salça %280, baharat %300, meyveler ortalama %200, bakliyat ürünleri ortalama %150 zamlandı. Bırakalım kırmızı eti beyaz eti bile unuttuk. Tedavüldeki en değerli banknotunuz 200 Tl ile alabildiğimiz kıyma 650 grama indi.  Hız kesmeden devam eden zam sağanağında marketleri müze gezer gibi gezer, raflara bakıp çıkar hale geldik. Dünden bugüne değişen ve artan vaatlere şahit oluyoruz, memur maaşları için asgari ücretin 2,5 katı, en düşük memur maaşı 22 bin olacak, %50 artış yapılacak, o havada uçan vaatlerin yere inmesi ve enflasyonun bitirilmesini, vergide adaletin sağlanmasını istiyoruz. KESK, DİSK ve Türk İş Konfederasyonlarının yaptığı araştırmaya göre yoksulluk sınırı ülkemizde 33 bin rakamlarına dayanmıştır. Bir emekçinin insanca yaşaması için gereken ücret bunun altına düşmemelidir. Bu bağlamda kamu emekçilerine Temmuz ayı beklenmeden acil ek zam verilmelidir. Ancak bu taleplerimiz örgütlenirsek birlik olursak haklarımızı alacağımızı biliyoruz. Bunun içinde sistem tarafından örgütlendirilen ve yetkili hale getirilen sendikalar da değil; emekçilerin öz örgütü olan fiili ve meşru temelde mücadele yürüten ses çatısı altında bir araya gelip mücadeleyi yükselttikçe haklarımızı alırız. İşte o zaman gerçek anlamda günlerimizi kutlayabiliriz. Bu 12 Mayıs hemşireler günü vesilesi ile 42 sağlık meslek grubuna sahip çıkıyor, taleplerimiz yerine getirilinceye ve haklarımızı alıncaya kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.” Basın açıklamasının son bölümünde SES olarak taleplerini sıralayan Karapınar “ Tüm emekçilere yoksulluk sınırı üstünde temel ücret verilsin. Gece mesailer, çift vardiya sayılacak şekilde düzenleme yapılsın, Yıpranma, ‘’fiili hizmet’’ geriye dönük 5 yıla 1 olarak düzenlensin, Her işyerinde 7/24 ücretsiz kreşler açılsın, Gebelik tespiti ile gece çalışma yasaklansın, Esnek çalışma, angarya çalışma son bulsun, Atama bekleyen sağlıkçıların ataması yapılsın, Hemşirelik kanunu mesleğin özüne yakışır, görev tanımına uygun şekilde düzenlensin, bağımsız hale getirilsin, Covid-19 pandemisi ve deprem ile birlikte daha da görünür hale gelen sağlık emekçisi sayılarındaki açık giderlisin, OECD ortalamasına göre kadrolu güvenceli istihdamla yükseltilsin, Kadın sağlık çalışanları için analık ve süt izni süreleri yeniden düzenlensin, bu süreçlerde yeteri kadar ücretli izin verilsin, Sağlık emekçileri için güvenli çalışma ortamları oluşturulsun, şiddete karşı tüm tedbirler alınsın, Atamalarda liyakat esas alınsın, yöneticiler liyakata uygun olanlar arasında, işyerindeki emekçiler tarafından seçilerek belirlensin, Sağlık bakanlığı ve üniversiteler dışında diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan arkadaşlarımızın sağlık iş kolundaki düzenlemelerin dışında tutulması uygulamasına son verilsin, Staj dönemleri işe başlama kabul edilmeli ve EYT kapsamına alınmalıdır, İnsanca çalışma koşulları ve insanca yaşamımıza yetecek temel ücret için mücadelemiz devam edecek.” Dedi.