SERHAT OZAR YAZDI… MEVZU KAN DAVASI DEĞİL, KOLTUK DAVASI!…
Siyaset ahlaki zafiyeti olmayan iffetli insanlarla güzeldir.
Siyaset gündüzleri hayal satıp umutlar vaat edip geceleri çengili masalarda alem yapanların içinde olduğu bir meslek dalı değildir. Zamanı geldiğinde de vedalaşmak gerekir. Evet ben siyasetle 1985 yılında kurulan 1995 yılında CHP birleşmesiyle siyasi faaliyetine son veren SOSYAL DEMOKRAT HALKÇI PARTİ' de tanıştım. Benim o günlerde beraber olduğum arkadaşlardan hayatta olanlar yıllanmış şarap gibi hala aktif siyaete devam ederlerken kendim aktif siyasetin içinde hiç olamadım. Kimseye de biat etmedim. Tabii ki o günlerden bu günlere geçen zaman dilimlerinde çok yaşanmışlıklara şahit oldum.
Bandırma Cumhuriyet Meydanı'nın dili olsa da anlatsa . Siyasetin bir cadı kazanı gibi kaynadığını, insanların birbirlerine düşman gibi baktığını , gruplara ayrıştırıldığını, takım değiştirir gibi parti değiştirenleri, siyasi pazarlıkları ,dava arkadaşlarının kapılarına siyah çelenk bırakanları ,hakaretler, küfürler, bel altı, bel üstü muhabbetleri, tehditleri, şantajları, yolsuzluk iddialarını, yıllardır aynı kentte siyaset yapanların, ağbim kardeşim diyenlerin, birbirlerine helallik vermeyenlerin kavgalarına şahit oldum. Olmaya da devam ediyorum.
Resmen soğuk savaş. Kan davası diyeceğim ama değil. Mevzu koltuk davası. Ne çarpık kentleşme ,ne bacalardan sızan kimyasallar ne de çevresel kirlilikten, tozdan nefes alınamaz bir hal alan Bandırma. Mevzu kaybettikleri koltukları kazanmaya çalışanlarla kazandıkları koltukları korumaya çalışanların kayıkçı kavgası. Peki bu kısır çekişmelerde çirkin siyasette bedeli kim ya da kimler ödüyor? Ödemeye de devam ediyor. Sormaya ne gerek.
Çok çok uzun yıllardır gerçek hizmet bekleyen BANDIRMA HALKI.
O ZAMAN YAPILMASI GEREKEN TEK ŞEY GÜNÜN MODA SÖZÜ.
DEĞİŞİM.
*
Bandırma siyasette artık yeni yüzler görmek istiyor. Vatandaş her seçimde aynı yüzleri görmekten bıktı, sıkıldı. Bunları son yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki kafe , mahalle kahveleri çalışmalarında canlı olarak gördük. Kahvenin içine ordu gibi giriyorsunuz kimse yüzünüze dönüp bakmıyor. Zoraki tokalaşmalar ve gidenlerin arkasından bol bol sallamalar..
- Yahu hala bunlar geziyor mu? Bırakmadılar bu işleri bunlardan başka yapacak birileri yok mu memlekette gibi geyik muhabbetlerini konuşan konuşana..Onun içinde Bandırma siyaseti değişmeli. Yenilenmeli. Bakın size son 15 yıldır Bandırma halkının ezici bir çoğunlukla iktidara getirdiği benimde üyesi olduğum CHP'den bahsedeyim.
*
Bandırma CHP ne yazıktır ki ;30-40 seneye yakın hep aynı isimler tarafından ipotek altına alınmış durumda. Hasan gelmiş Hüseyin gitmiş Ahmet gelmiş Mehmet ,Niyazi, Recep...Değişen sadece yenilenmiş koltuklar. Siyasi aktörler hep aynı. 47 yıldır sosyalist enternasyonalin üyesi olan sosyal demokrat parti sermayenin patronların esiri olmuş, insanlara tepeden bakanlar, konu mankenleri, siyasetten yakından uzaktan alakası olmayanlar yönetimlerde ve Belediye Meclis gruplarında kendilerine yer bulurken işçi, köylü, emekçi, küçük esnaf kısaca proletarya parmakla sayılacak kadar az . Yani merkez sağda olması gerekenler CHP'de
CHP'de olması gerekenler dışlanmışlar sesleri soluğu çıkmaz bir hale getirilmişlerdir. Parti ne ATATÜRK İLKE VE İNKİLAPLARI, ne ALTI OK' un anlamı, ne SOSYALİZM, ne de SOSYAL DEMOKRASİ' den bihaber olan kişiler tarafından işgal edilmiş olup yıllardır yaptıkları tek şey beş yıldızlı otellerde dayanışma adıyla kendi kendilerine yemekler vermek ,bol bol resim çektirmek, kişisel egolarını tatmin etmek.
*
Arkadaş böyle yanlış siyaset olmaz . Bandırma halkına bu şekilde hizmet verilmez. Sermayenin, başları yerden kalkmayan, halktan uzak, kibirli insanların acilen Bandırma CHP' yi terk etmeleri, ait oldukları yerlerde siyaset yapmaları gerekmektedir. Zaman siyasetle ilk defa tanışan, ezilenlerin, kepenk kapatanların ,bin bir zorlukla gününü yarına bağlayanların sesleri olacakların göreve gelme zamanıdır. Bana göre de İL ADAYI BANDIRMA siyaseti şimdiye kadar isimleri hiç hırpalanmamış ,vizyon sahibi ,duruşu olan ,başarılı pırıl pırıl insanlarla tanışmalıdır ki ; doğup büyüdüğümüz ,ekmeğini bölüştüğümüz her caddesinde sokağında anılarımız olan bu şehir hak ettiği hizmetlerle buluşsun. Yoksa sen ben kavgaları ,koltuk davaları sürer giderse kaybeden her zaman olduğu gibi BANDIRMA olacaktır.