Geçtiğimiz hafta riskli yapılardan, tespit şeklinden ve tespit talebinde bulunabilecek hak ve yetki sahiplerinden bahsetmiştik. Bu hafta ise biraz daha özele indirgeyerek konuyu kiracılar açısından inceleyeceğiz. Ancak unutulmamalıdır ki burada yer alan bilgiler genel ve soyut nitelikte olup her somut olayın ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle konusunda uzman bir avukata başvurmanız önerilmektedir.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve bu kanunun uygulama yönetmeliğinde yapılan düzenlemeler neticesinde riskli yapı tespitini yapı malikleri veya kanuni temsilcileri talep edebileceklerdir. Bu noktada ilk olarak kiracılar, oturdukları binanın riskli bir yapı olup olmadığına ilişkin gerekli tespitin yapılması için ilgili yerlere müracaat edilmesini ev sahiplerinden talep edebileceklerdir.
Ancak ev sahipleri çeşitli nedenlerle kiracıların bu talebini karşılamadıkları takdirde kiracıların bu tespiti talep etmesinin bir başka yolu var mıdır?
Bu hususun açıklığa kavuşturulabilmesi için öncelikle 6306 sayılı Kanun’un 3. Maddesinin incelenmesi gerekmektedir. Söz konusu maddenin dördüncü cümlesi ve devamı “…Bakanlık, belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini süre vererek İdareden de isteyebilir. Bakanlıkça veya İdarece yaptırılan riskli yapı tespitlerine karşı maliklerce veya kanuni temsilcilerince onbeş gün içinde itiraz edilebilir…” şeklindedir.
İlgili maddenin lafzı incelendiğinde çıkan anlam şudur ki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı veyahut yerel yönetim olarak idare, kendiliğinden belirli bir alandaki yapıların riskli olup olmadığının tespitini talep edebilecektir. Bu noktada bu şekilde bir talep söz konusu olduğunda talebin gereğinin yerine getirilmesi velhasıl risk tespitinin yaptırılması için, idarece ev sahiplerine süre tanınacaktır.
Ev sahiplerinin kendilerine tanınan süre içinde masrafları yine kendilerine ait olmak üzere riskli yapı tespitini ilgili lisanslandırılmış kurum veya kuruluşlardan yaptırmaları gerekmektedir.
Ancak tanınan süre zarfında ev sahipleri tarafından riskli yapı tespiti yaptırılmaz ise, bu tespit Bakanlık veya idarece yaptırılacaktır. Bu uğurda yapılan masraflardan malikler hisseleri oranında sorumlu olmaya devam edecektir. Öyle ki masraflara ilişkin olarak maliklere yapılacak tebligat tarihinden itibaren 1 aylık sürede mevzubahis masraflar ödenmediği takdirde ilgili kurumların takibiyle ilgilisinden tahsil edilecektir.
İlgili kanunun incelenmesinin ardından ortaya çıkan sonuç şudur ki kiracılar doğrudan olmasa da dolaylı olarak riskli yapı tespitini talep edebilecektir.
Buna göre, eğer kiracı ve/veya kiracılar yaşadıkları binanın riskli olduğunu düşünüyor ve riskli yapı tespiti yaptırmak istiyorsa fakat ev sahipleri çeşitli nedenlerle bu konuda gerekli girişimlerde bulunmuyorsa kiracı ve/veya kiracılar, keyfiyeti binanın bulunduğu yerde bulunan yetkili idareye(belediyeler) veya doğrudan ilgili Bakanlığa yapacakları başvuru ile söz konusu muhataplardan riskli yapı tespitinin yapılmasını dolaylı olarak talep etmiş olacaklardır. Özellikle aynı binanın birçok kiracısının bu yönde bir taleple yapacağı başvurular, Bakanlık ve idare tarafından dikkate alınma hususunda önem arz edecektir.
Bu dolaylı yol haricinde kiracılara tanınmış, doğrudan riskli yapı tespiti talep edilmesi hakkı mevcut olmayıp kanaatimce ilgili kanun bu nedenle iyileştirilmeye muhtaçtır.
Kiracıların dolaylı yoldan girişimleri veya malikler ile onların kanuni temsilcileri tarafından talep edilerek yaptırılan analiz sonucunda şayet yapı riskli olarak belirlenirse bu durum Bakanlık veya idare tarafından tespit tarihinden itibaren 15 gün içerisinde tapu müdürlüğüne bildirilecektir. Tapu müdürlüğü ise ilgili yapının tapu kütüğünün beyanlar hanesine “riskli yapı” şerhi düşecek ve bu işlemi ilgililerine tebliğ edecektir.
Bu tebliğ ile riskli yapı tespitine ilişkin olarak 15 gün içinde itiraz edilebileceği, itiraz edilmediğindeyse takdir edilecek süre içinde riskli yapının yıkılması gerektiği bildirilir. İşte bahsedilen bu itiraz müessesesini kullanabilecek olanlar yalnızca malikler olarak andığımız ev sahipleri ve onların kanuni temsilcileridir.
Anlaşılan o dur ki bir bina hakkında riskli yapı tespiti yapılmış, tapu kütüğüne riskli yapı şerhi düşülmüş ve yıkılması için gereken süre takdir edilmişse bu karara kiracılar itiraz edemeyeceklerdir.
Yukarıda alıntılanan 6306 sayılı Kanun’un 3. maddesinin devamında yer alan “…Bu itirazlar, Bakanlığın talebi üzerine üniversitelerce, ilgili meslek disiplini öğretim üyeleri arasından görevlendirilecek dört ve Bakanlıkça, Bakanlıkta görevli üç kişinin iştiraki ile teşkil edilen teknik heyetler tarafından incelenip karara bağlanır.” hükmü gereğince, malikler veya kanuni temsilcilerinin süresinde yapacakları itiraz neticesinde teşkil edecek teknik heyet, itiraz sebepleriyle bağlı olmadan riskli yapı tespit raporunu her unsuruyla inceleyecek ve gerekli işlemlerin ardından nihai kararı verecektir. Nihai kararın ardından bir başka malik tarafından bu karara itiraz edilmesi mümkün değildir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 125. maddesiyle, idarenin her türlü eylem ve işleminin yargı denetime tabi tutulabileceği hüküm altına alındığından, nihai karar verilmiş olsa dahi idari işlem mahiyetinde olan riskli yapı tespitine ilişkin karar, idari yargıya taşınarak dava konusu edilebilecektir. Buna ilişkin süre ise nihai olarak adlandırılan ve henüz yargısal denetimi yapılmamış olan kararın, malike tebliğinden itibaren başlar ve otuz günün sonunda sona erer. (Devam edecek.) Av. Zeynep PİŞKİN
GÜNDEM
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024GENEL
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024GENEL
21 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.