Medyada dillendirilenin aksine kanun teklifimizin gerekçelerini ve neler getirdiğini özetlemek isterim şeklinde açıklamalarına devam eden Öztaylan ” Cumhuriyet tarihinin hayvan haklarıyla alakalı neredeyse ilk ve en önemli düzenlemesini 2004 yılında Ak Parti getirmiştir. Ancak gelinen süreçte sahipsiz ve başıboş köpek popülasyonunun aşırı seviyede artması nedeniyle, bu kanun hem hayvanların hem de insanların yaşadıkları sorunları çözmekte yetersiz kalmıştır. Günümüzde başıboş köpekler sürüler halinde yaşamaya başlamış olup, başta yaşam hakkı olmak üzere çevre sağlığı, toplum sağlığı, kamu düzeni ve güvenliği ile diğer hayvanların varlığını da tehdit eder hale gelmiştir.

Mevcut kanun ile sorumluluk halihazırda belediyelerde olup, getirilen teklif ile hem denetim mekanizması güçlendirilmekte hem de dar yorumlanan mevzuatın netleştirilmesi hedeflenmektedir. Aynı zamanda teklif ile hazineden belediyelere önemli bir destek aktarılmaktadır. Teklifin en önemli amaçlarından biri kontrolsüz şekilde artan başıboş köpek popülasyonunun önündeki riskleri engellemektir.

 Halihazırda sahipsiz başıboş köpek sorununun farklı boyutları bulunmaktadır. EGM verilerine göre 2019-2023 yılları arasında başıboş köpekler nedeniyle kayıtlı 3.534 trafik kazası, 55 ölüm ve 5.147 yaralanma meydana gelmiştir. Vatandaşlarımız psikolojik sorunlar yaşamakta olup, yaşanan problemler medyada infiale neden olmaktadır. Artan saldırılar, kuduz vakaları ve zoonoz hastalıkları vb. maddi ve manevi kayıplara neden olmaktadır. Başıboş sokak köpekleri insan hayatını tehlikeye atmakla birlikte koyun, keçi, tavuk, inek gibi maddi değeri olan çiftlik hayvanlarına da tehdit oluşturmaktadır

DSÖ kayıtlarına göre ülkemiz ‘Kuduz Riskli Temasın Olduğu Ülkeler’ kategorisine girmiştir. 2018-2022 yılları arasında kuduz riskli temas sayısı 267.125 iken, bu sayı sadece 2023 yılında 437.601 olarak bildirilmiştir. Başıboş köpekler nedeniyle hem belediyelere hem de valiliklere açılan çok sayıda dava bulunmaktadır. Ülkemizde an itibariyle 4 milyon üzerinde başıboş sokak köpeği bulunduğu tahmin edilmektedir. Yılda 1-2 kerede 6-8 yavru doğurma kapasitesi dikkate alındığında da, önümüzde çok önemli bir sorun bulunduğu ve adım atılması gerekliliği aşikardır. 2004 yılında kısırlaştırılan hayvan sayısı 4.682 ve sahiplendirilen hayvan sayısı 4.849 iken, 2023 yılında kısırlaştırılan hayvan sayısı 338.363’e ve sahiplendirilen hayvan sayısı da 33.739’a çıkmıştır. Yasa teklifi bu sayıları agresif şekilde artırmayı amaçlamaktadır. Halihazırda ülkemizde uygulanan yakala-kısırlaştır-sal metodunun dünyada uygulaması oldukça azdır. Çünkü bu metot hayvan sayısının artması ile mücadelede oldukça zayıftır. Gelinen noktada, bu uygulamanın amaçlandığı şekilde sonuçlanmadığı aşikardır.

AB ve OECD ülke örneklerine bakıldığında sokaklar hayvanların yaşam alanı olarak tanımlanmamaktadır. Hem yaşamlarını idame ettirmeleri hem de sahiplenilmeleri için bakımevleri yaşam alanı olarak nitelendirilmektedir. Teklif bu altyapıya uygun şekilde tasarlanmış ve düzenlemenin ana amacını oluşturmaktadır.”

Teklif ile ötenazi, katliam ya da öldürme getirilmemektedir diyen Ali Taylan Öztaylan ”  Halihazırda zaten yürürlükte olan ‘5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’ ile ülkemizin Avrupa Birliği müzakereleri kapsamında taraf olduğu ‘Ev Hayvanları Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nde belirtilen hususlar kapsamında referans yapılmaktadır. Bu uygulama sokaktaki her başıboş köpeğe değil; üst seviyede saldırganlık yapan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ve sahiplenilmesi yasak olan hayvanlarda kanun kapsamında ve veteriner hekim onayı ile yapılabilecektir.” Dedi.