ONUN ADI ALİ
Bu masal küçük, naif bir çocuğun koskoca Osmanlı İmparatorluğu parçalanırken, Dünya savaşları ülkeleri ve insanları yok ederken sadece yeni öğrendiği bir oyunun tehdit ve baskıları rağmen peşinden koşmasıyla başladı. Onun adı Ali idi. Dönemin en ünlü edebiyatçılarından Şemsettin Sami’nin oğluydu. Babasının ev hapsinde olması nedeniyle gününü ya okulda ya da babasıyla evde sohbet ederek geçirirdi genç Ali. Amcası bir gün onu Kadıköy’e Papazın Çayırı’na götürürken sordu. Sen hiç futbol izledin mi? Ali adını bile bilmediği futbolun ne olduğunu sordu ve Ali için hayat işte o anda yeniden başlamış oldu.
Bir grup İngiliz gencinin yuvarlak bir topun peşinden koşması, onlarca kişinin de onları izlemesi Ali’ye önceleri tuhaf gelmişti. O Pazartesi günü Ali okula Amcasının hediye ettiği futbol topuyla geldi. Etrafına toplanan arkadaşlarına “ Futbol takımı kuruyoruz. Amacımız İngilizler gibi futbol oynamak ve onları yenmek olacak” Dedi. İşte o gün Ali, Galatasaray futbol takımının amacının Türk olmayan takımları yenmek olduğunu ilk kez ifade etti.
Okul Müdürü ders aralarında futbol oynamaya başlayan öğrencilere destek oluyordu. Ali’nin Türkiye’de ilk futbol takımını biz kurduk demesi üzerine Okul Müdürü olur mu Ali, iki yıl evvel Beşiktaş’ta bir takım kuruldu demesi üzerine Ali “ O jimnastik kulübü biz futbol kulübü kurduk “ yanıtını verir. Önce takımın renklerini kırmızı beyaz olarak belirlediler. Ama başlarına dertte girer diye değiştirdiler. Okulun bahçesindeki güllerin rengi olan sarı kırmızı rengi seçtiler. Futbol takımının adı duyulmaya başlayınca padişahın hafiyeleri okulu bastılar. Hafiyeler, Padişahın emriyle Türklerin dernek ve grup oluşumlarına katılmalarının yasak olduğunu belirterek futbol oynamalarının da yasak kapsamına girdiği söylediler. Artık tüm çalışmalar gizli yapılmak zorundaydı. Oysaki İngilizler ile maç yapmak üzere anlaşmışlardı. Çaresizce Feriköy Mezarlığı civarındaki arsada top oynamaya çalışsalar da hafiyeler orada onları buldu. İngilizler ile maç günü geldiğinde herkes çok heyecanlı idi. Ali’nin ablasının diktiği parçalı formaları giydiler. Maçın başlamasına iki dakika kala Papazın Çayırı’na doğru yürüdüler. Ali’nin o gün giydiği formanın arkasında ismi olan Ali Sami ve Türk olmayan takımları yenmeği amaçladığı için Yen yazıyordu. Yani ALİ SAMİ YEN.