KÜÇÜK OLSUN BENİM OLSUN DEĞİL, BÜYÜK OLSUN HEPİMİZİN OLSUN
Evet gündem Bandırma’nın il olması iken, kim ve kimlerden söz ettiğim aşikardır sanırım?
Bandırma il olmalı ancak sözde değil, özde istek arzu ve aktivitelerle, egosunu tatmin etmek için değil, sokağın gazını almak da değil.
Eeee bizim yaptığımız da nedir diyecek birileri çıkacağından eminim, o zaman o zati aliye şunu hatırlatmak isterim. Alenen feodalizm değil, gizli feodalizm yapıyorsun derim.
Teyit, tespit ve analiz ettiğimi de açıklarım.
Sonuç yüzeysel olarak Bandırma’nın il olmasını istiyorsun, ancak geri planda il olmasını zinhar istemiyorsun.
Eyer Bandırma’nın il olması noktasında samimi olunsaydı, toplumun temel taşları niteliğinde olan bandırmanın akil insanlarını, STK ların tamamını, bu konuya hâkim ve yetkin olan akademisyenlerini, siyasi ve sosyal aktörleri bir arada toplar, halkında iştirak edebileceği bir ortamda, bu konu enine boyuna istişare edinilebilirdi.
Dirsek temasında olan birkaç STK’nın bir araya gelmesiyle değil, toplumun tamamının kucaklayacağı ve sahipleneceği bir zemin istiyoruz.
Kimse kendi gölünde balık avlanmasını istemez, çünkü saltanat ve sınırsız yetkinin kısıtlanması söz konusudur.
Ancak öyle bir konjonktür değişir ki, halkın istediği için değil ve geri planda Bandırmanın il olmasını istemeyenlere rağmen bu güzide ilçe il olacaktır.
Nasıl mı? Anlatayım: Turizm potansiyeline sahip ve sahillerinden istifade edilen tüm noktalardaki belediyelerin tamamı muhalefetin elinde, Balıkesir hariç, merkezi hükümet tarafından tek kalenin de elden gitmemesi için, kıyı şeridinde full muhalefete oy veren ilçelerin ayrıştırılmasıyla, Balıkesir, in elde kalmasının garanti altına alınması elzem hale geldi.
Bu durumda, Tarih Bandırmaya altın tepside il olma fırsatı yarattı. Kimse bu saatten sonra Bandırmanın il olma noktasında benim emek ve performansım var demesin.
Bu konjonktürel sosyolojik ve toplumsal yaşamın çeşitli alanlarında meydana gelen farklılaşmaların (ekonomik, teknolojik, bilimsel, doğal, vs.) toplumsal ve kültürel boyutuna ya da sosyo-kültürel yapıdaki yansımalarına işaret eden kavramlarda bu süreci zorunlu hale getirmiştir.
Tarih boyunca değişim ve gelişime kapalı zihinlerin toplumları ,varlıklarını gerektiği gibi sürdürememişlerdir. Var olmak bir toplum için sadece temel ihtiyaçların giderildiği bir yaşam biçimini idame ettirmek değildir. Bir toplumun var olması demek: sosyal ,siyasi ,dini, ekonomik ve kültürel anlamda en üst düzeyde refahı sağlayarak yaşamasıdır. Bu da ancak çağın gereklerine uyum sağlayarak gerçekleşebilir. Hem modern hem doğal; hem teknolojik hem mental uyum.
Bandırma bu var oluş uyumunu tamamlayabilecek düzeyde ve modern bir Batı kenti olmaya aday.
Kişisel çıkarlarını her ulvi amacın üstünde tutan statükocular, toplumsal iradeye saygı duymayan düzenleri destekleyerek Bandırma’nın hak ettiği değeri bulmasının önüne geçebileceklerini sanmaktadırlar.
Bilinmelidir ki: Bandırma sahipsiz değildir.
Asli olan Köylü çocuğu, Türk çocuğu, Kürt çocuğu, Müslüman çocuğu veya Bandırma’nın öz veya orijinal çocuğu değildir.
Asli olan :Top yekün Bandırmalılar olarak, Bandırma’nın il olma konusundaki iradedir.
Sevgi ve Saygılar
Derbo SAĞIR