KATMA DEĞERİ OLAN ÜRÜNLERİ SATMADAN TARIMDA BÜYÜYEMEYİZ
Bandırma Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Can Ata Tan, ülkede gerçekleşen çiftçi eylemlerini, bölge çiftçilerinin sorunlarını ve Borsa’nın 2025 yılı yatırım planlarını Şehir Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Cemal Vural Atabey’e anlattı.
İthalat ile katma değer üretemezsiniz
Ülkenin birçok noktasında gerçekleşen çiftçi eylemlerinin doğru ancak geç kalınmış bir zamanda yapıldığını belirterek “ Karacabey ve Aksakal’daki çiftçi eylemleri haklı itirazlardı. Daha önce yapılması gerekiyordu. Böylesi eylemler provokasyona açık eylemler olsa da Türk çiftçisi böylesi yanlışlara izin vermeden sıkıntıları çok barışçı eylemler ile duyurmayı başardı diye düşünüyorum. Ne yazık ki, ülkede tarım araziler gün geçtikçe azalıyor. Hayvancılık çok zor günlerden geçiyor. Üreticilere verilen desteklemeler ihtiyaçlara yanıt vermiyor. Ulusal ve uluslararası rekabette üretim en önemli güçtür. Ancak bu gücü tarımda kaybediyoruz. Ülke olarak tarım potansiyelimiz çok yüksek olsa da artan maliyetler karşısında üretim yapamayarak bu potansiyeli yeteri kadar kullanamıyoruz. Bu sıkıntıya paralel olarak da tarımdaki insan sayımız giderek azalıyor. İthalat yaparak, ürünleri dışarıdan alarak katma değer üretemeyeceğimizi yetkililer artık anlamalıdırlar. Önemli olan üretimdir.
Bölgemizdeki buğday fiyatları 8-9 lira olarak açıklanabilir ancak üreticilere 4 lira destek sağlanmalıdır. Bu desteklemeler de 1 yıl sonra değil kısa sürede verilmelidir. Tüm zorluklara karşın üreticiler bir sene sonra daha iyi olur düşüncesiyle ekmeye devam ediyor. Borsa üyeleri olarak da çok vefakar davranarak en iyi fiyatlardan ürünleri alarak çiftçilere destek oluyoruz. Doğrusunu söylersek borsa üyeleri bu konuda risk alıyorlar. Ancak bölge çiftçimizin ayakta kalabilmesi için risk almak gerekiyor. Domates üreticileri genel olarak 1 yıl önceden fabrikalar ile sözleşmeler yaparak fiyatlar ve ödeme şekilleri olarak anlaşmalar yapıyorlar. Ne yazık ki fabrikalar günlük fiyatlara göre yeni stratejiler üretiyorlar. Onlarda ihracat konusunda ellerinin güçlü olmasını istiyorlar. Ama olan yine üreticilere oluyor. Ziraat Odaları iyi niyetli olsalar da yeteri kadar inisiyatif almıyorlar. Çiftçileri yalnız bıraktıklarını düşünüyorum. Ürünlerde skala olmalı ve iyi ürüne iyi fiyatlar verilmelidir. “
Ayçiçek de fiyat 20 liranın altında olmamalıdır
Bölgede ayçiçek üretiminin çok önemli bir yer tuttuğunu belirten Başkan Tan “ Ayçiçek bu bölge için çok önemli bir ürün. Kısa zaman sonrasında hasat başlayacak. Ancak bu sene aşırı sıcaklar ve az yağış rekoltede sıkıntı yarattı. Şöyle ki, geçtiğimiz senelerde dönüm başına 180-200 Kilo ürün alınırken bu sene bu rakam 10 kilolara kadar düşecek gibi görünüyor. Ayçiçek de fiyatlar 20 liranın altında olmamalıdır. Bunu ürüne 15 lira, desteklemeye de 5 lira olarak yapabilirsiniz. Ancak desteklemeler 1 yıl sonraya kalmamalıdır. Ülkenin var olduğu söylenen tarım politikaları üreticilere olumlu olarak yansımıyor. Üretim ve rekabet gücümüz azalıyor. Yetkililerin iyi niyetinden şüphemiz olmasa da bu tarım politikaları doğru sonuçlar vermiyor.
Yine bölgemiz için büyük değer taşıyan zeytin ve zeytinyağını Dünya’ya satamıyorsak ciddi olarak düşünmeliyiz. Rekoltenin çok büyük olması ile fiyat az olur düşüncesine katılmıyorum. Bu ürünlerde kalite, verim ve pazarlama çok önemlidir. Dünya’da yeteri kadar olmayan zeytin ve zeytinyağının ihracatını yapmak zorundayız. Katma değer sağlayan ürünleri satmadan tarımda büyüme şansımız olmaz. Dünya ile rekabet edemeyiz.
Ülkenin tarım politikaları uzun vadeli olmalıdır
İhracatın burada önemini anlatırken ne yazık ki ihracat yapan işadamları vize almayı bırakın vize başvuruları için randevu bile alamıyorlar. Vize alınamadan nasıl ihracat yapabileceğimizi yetkililere sormak isterim. Bir Ticaret Borsa Yönetim Kurulu Başkanı olarak bunları dile getirmek zorundayım. Bu uyarılarımızı pozitif anlamda, çözüm odaklı olarak yapıyoruz. Bizler reel olarak bu sektörde olan kurumlarız. Bizlerden görüş alınmasını bekliyoruz. Siyasi bir beklenti veya amaç peşinde de değiliz. Ülkenin tarım politikaları uzun vadeli olmalıdır. Her bakan değiştiğinde tarım politikaları değişmemelidir. “
2025 yılı yatırım projelerini değerlendiren Borsa Yönetim Kurulu Başkanı Can Ata Tan “ Görevdeki 2 yılımızı geride bıraktık. Bu süreçte 7-8 proje hazırladık. Bazılarını tamamladık. Örneğin Güneş Enerjimizi bitirdik. Yatay Depolarımızın çatılarına koyduğumuz güneş panelleri ile kendi elektriğimizi üretebiliyoruz. Elektrik parası ödemiyoruz. Bu projeyi Güney Marmara Kalkınma Ajansının % 50 hibesiyle yaptık. Yeni proje hazırlıyoruz. Güney Marmara’nın en iyi laboratuvarı olan borsa laboratuvarımızı en iyi laboratuvar haline getireceğiz. Borsanın arka tarafında yeni araziler satın aldık. 6,5 dönüm olan bu arazi yeni depolarımızın yapılması adına büyük önem taşıyordu. Borsa alanımızın içerisinde atıl alanların değerlendirilmesini istiyoruz. Bu konuda hem Bandırma Belediyesine hem de Balıkesir Büyükşehir Belediyesine imar başvurularında bulunduk. Kentsel dönüşüm projelerimiz ile depolarımızı büyütme ve yenileme şansımız olacak. Giriş yönünde de 5 dönümlük bir arazimiz var. O alanda benzin ve elektrik dolum istasyonu ile restoranlar yaparak birde küçük de olsa banka şubesi koyarak Ticaret Borsasını yaşam alanı haline getirmek istiyoruz.
Lisanslı depoculuk konusunda aracı kurumlara ortaklık başvurularında bulunduk. Merkezi İzmir’de bulunan Elüs marketin yönetimine girdik. Merkezi Tekirdağ’da bulunan kısa adı Marmara Üpak olan aracı kurumlarına üye olduk. Ayrıca Menemen’de kurulacak olan ilk tarım teknopark da yer almak istiyoruz. Tarımsal gelişmeleri üyelerimize taşımak istiyoruz. Zaman hızla geçiyor. Teknoloji gün geçtikçe ilerliyor. Yapay zeka ile çalışan akıllı makineler üretim alanlarına girmeye başladı. Topraksız tarım günümüzde yapılır hale geldi. Borsa olarak karbon ayak izi konulu seminer düzenledik. Önümüzdeki süreçte sorun olacak karbon salınımını kontrol altına almak zorundayız. 2026 yılında ihracat yaparken bizden karbon ayak izi raporlarını bizden isteyecekler. Sanayicilerin yeşil enerjilere dönemsi gerekecek.
Tarım alanlarına kirlenmesine izin vermeyeceğiz
Tarım alanlarını korumak zorundayız. Bandırma’da ne yazık ki tarım alanların ortasına Marmara OSB’yi kurdular. Yapılana karşı durmayacağız. Ama bundan sonra yapılacaklara karşı duracağımızı kendilerine ifade ettik. Yatırımların bölgeyi kirletmeyeceğine inanmak istiyoruz. Nasıl bir sanayi olacak bilgi istiyoruz. Yanıt isteyeceğiz. Tarım alanlarının kirlenmesine asla izin vermeyeceğiz. Gücümüz neye yetecek göreceğiz. Biz doğru geleni söyleyeceğiz.” Dedi.
2025 yılı için umutlu olduğunu dile getiren Can Ata Tan, yatırımın en önde geleni insan ve eğitimdir. Ticaret borsaları olarak yetkililer bizleri duysunlar. Bizler doğru yatırımlara devam edeceğiz dedi.