JAPON GÖZÜYLE DEPREM

Deprem uzmanı Yüksek Mimar Yüksek İnşaat Mühendisi Japon Yoshinori Moriwaki tam bir Türk dostu. 1990 yılında sadece 1 ay için Türkiye’de İstanbul’a gelen Moriwaki 30 yıldan beri ülkemizde yaşıyor. Bandırma’ya “Depreme Hazır mıyız” konulu seminer için gelen Moriwaki Türkiye’ye 1 ay için gelmesine rağmen nasıl olmuş da 30 yıldan beri ülkemizde kalmış? Bunda en önemli hususun iki ülke halkının sosyal ve kültür benzerliklerinin olmasıymış… Moriwaki’ye göre birçok benzerliklerin yanında bir tanesi mesela, iki ülke halkının da evlerine ayakkabılarını çıkarıp terlikle girmeleri, ikincisi de Japonlar da olduğu gibi Türklerin yaşlı insanlara saygı göstermeleri… Zaten Türkiye yabancılar gözüyle nasıl görülüyor bilmek isteniyorsa onlara sormak lazım. Yabancı gözüyle Türkiye daha doğru fikir elde edebilirsiniz. Hoş 30 yıldan beri Türkiye’de ikamet eden deprem uzmanı Japon Yüksek Mimar Yüksek İnşaat Mühendisi Moriwaki Yoshinori artık bizden biri olmuş sayılır. O’na ben yabancı diyemem. İki ülke arasındaki farklılıkları ondan daha doğru öğrenebiliriz. Zaten sürekli seminer ve panellerde konuşan artık bizden biri olan Yoshinori de bunu yapıyor. Değişik il ve ilçelerde düzenlenen seminerlerde depremle ilgili tecrübesini izleyenlere aktarıyor. Bandırma ile ilgili çok fazla teferruata girmedi. Hâlbuki ben böyle bir açıklama bekliyordum. Mesela 1953 yılında Gönen- Yenice depremi 7.2 şiddetinde meydana geldi ve Bandırma’da çok hissedildi. Gönen 43 km. uzaklıkta ve 265 kişi öldü 6750 bina ya yıkıldı ya hasar gördü. 7.2 şiddeti az değil ama Bandırma’da bir ölüm ve yıkım olmadı. 2003 yılında 5.1, özellikle 2006 yılında ise merkezi Bandırma’ya 15 km. mesafede olan Kuşcenneti 5.2 şiddetindeki depremde sadece Doğruca Köyü’ndeki camiin minare külahı yıkılmıştı. Bandırma’da büyük panik yaratmış telefonlar kitlenmiş ama başka bir hasar meydana gelmemişti. Bandırma’nın zemini mi sağlamdı? Veya neydi? Bu konuyla ilgili fazla bir bilgi yoktu dostumuz Japon mühendisimizden… Konuşmasında bazı gerçekleri de açık açık söyledi. En önemlisi şuydu: Türkiye’nin zayıf bina karnesi 21 milyonu aşan yapı stokunun yüzde 60’ı kaçak. Türkiye’de imar affı VAR, Japonya’da YOK... Şaşırdık mı? Hayır…

DUVAR DEYİP GEÇME!

“T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü Bandırma Sahil Sağlık Denetleme Merkezi Tabipliği” nin bulunduğu Cumhuriyet Meydanı’nda küçük ama şık ve zemin artı bir katlı 1937 tarihli tescilli yapının İstiklal Caddesi’ne bakan arka bahçe duvarı bir bölümü yaklaşık 6 ay önce bir aracın çarpması sonucu hasar görmüştü. Bazı görgü şahitlerine göre bir yıl, bana göre 6-7 ay önce yıkıldığı gibi duran kamu dairesi bahçe duvarı arka caddede olduğu için belki içindekiler tarafından görülmemiş olabilir düşüncesinde yaptığım haber üzerine harekete geçen yetkililer duvarın kısa zamanda yapılmasını sağladılar. İlk etapta yapılması sağlanan duvar bu kez basit ve gelişi güzel yapıldığı için yeniden habere konu oldu. Yetkililer bu ikaza da duyarsız kalmayınca duvar orijinaline benzer yapılarak konu kapandı. Bir kamu binasının yapılması için yapılan habere duyarsız kalan bir sosyal medyada her şeyi kendisinin bildiğini sanan bir arkadaştan hiç ummadığım bir tepki geldi.” Bizim başka işimiz yok muymuş, bir duvar tutturmuşuz gidiyormuşuz” gibilerden tenkit edildik. Ben de “Sen kendi işine bak, sana mı soracaktık” diye cevap verince çok acele sayfasını kapattı ki başkaları okumasın… Ben gazeteciydim ve bir kamu binasında gözler önünde savsaklanan görüntüye duyarsız kalamazdım. Fena mı oldu işte yıkık duvar 7 ay sonra da olsa yenilendi. Ama beni çok iyi tanıyan o arkadaş bunu maalesef idrak edemedi…