EĞİTİM NATAMAM
Batılılar uzayda cirit atıyor, milyar dolarlar harcayarak fezaya yatırım yapıyor ama KAHVEDE oturan bir vatandaşımız :
"Ben demiştim, Mars’ta hayat yok, inanmıyonuz ki arkadaş” sitemiyle sandalyesine yaslanıp, kalın dudakları ile çayını içmeye devam ediyor!
Biz, çocuğun kakasına bakarak okuyup okuyamayacağını anlayan milletiz. Ehliyetimiz olmadan konuşmaya can atarız!
Biz okumadan, anlamadan, analiz, teyit, tespit etmeden atomu parçalayan bir gelenekten geliyoruz.
Çünkü biz Ortadoğu kültürüne adaptasyon sağlamış ve bu kültür ile yoğrulmuş bir milletiz.
“ARKAMIZDA YEŞİL SARIKLI, AKSAKALLI DEDELER VAR, HİÇ BİR SAVAŞTA YENİLMEYİZ” diyen bir ordunun moral gücü karşısında kim durabilirdi?
Batı dünyası, biz doğululara karşı yenilmelerinin temellerini ararken hurafeleri buldu. Pozitivist, akılcı, bilimsel deneylerle desteklenmiş, Akıl ve bilim zaten bir halta yaramıyor. Çünkü uydurmuş olduğumuz hurafeler kadar fonksiyonel değiller. Zülfü Livaneli'nin mutluluk romanındaki Saf gelin hikayesini hatırlatmak isterim.
ATATÜRK 1924 de ne demişti ?
Dinsiz bir milletin idamesine, imkan yoktur. İslam dini öyle yüce bir dindir ki; "ilim Çin'de de olsa alınız" diyen bir Peygamberin ümmetiyiz. Biz İslam olduğumuz için geri kalmadık. Yüce Dinimize ne zaman ki hurafeler ve bidatlar ilave yapıldı; o zaman gerçek İslam'dan uzaklaştırıldık. Onun için bu hallere düştük.
Atatürk'ün bu sözünü önemsemeliyiz!
Peki kulaktan duyma, hurafelerle desteklenmiş, eğitimsiz ve cahil kalmamızın maliyetini hesapladık mı ?
Veya cahil kalmamız durumunda bizlere zarar vermek isteyenlere ne gibi fırsat ve imkan sunuyoruz ?
1990'lı yıllarda, doğu ve güneydoğu bölgesindeki köylerimizde görev yapan, cefakar ve fedakar ÖĞRETMENLERİMİZ, terör örgütü militanlarınca şehit ediliyorlardı. Amaç apaçık alenen ortadaydı! Bölge halkı eğitimden yoksun kalsın, cahil kalsın, bilinçsiz ve liyakatsız olsun ki, terörün ekmeğine yağ sürmek için sadakatli ve kör inançlara sahip radikal bir taraf olsun isteniyordu. Bu planlarla gelişmişliği engellemek, bölge insanını cahil bırakmak ve yandaş kazanmaktı amaçları.
Cumhuriyetin kurulması aşaması ve evvelinde, matbaanın gelişi engellenmek istendi. NEDEN ?
Toplum cahil kalsın ve sadece belli bir zümrenin egemenliği hüküm sürsün ki, Hasan Sabah anlayışı bir toplumu dizayn edip yönetmek, cahil topluma Muskalar, mektuplar bazı sözde din tacirleri tarafından ücret karşılığında yazılıp okunması suretiyle rant devşirme anlayışıydı. Hatta gavur icadı denilip, matbaanın gündeme gelmemesi için tüm imkanlar seferber edildi.
Şimdi gelelim günümüze ;
Günümüzde de okumamışlar okumuşlardan daha yararlı diyen bir anlayışın halen varolduğunu görmek ve bilerek veya bilmeyerek bu anlayışa hizmet etmek talihsizliktir
Bugün ne yazık ki geçmişteki toplum cahil kalsın zihniyeti nedeniyle minarelerimizin yıldırımlardan korunması için Benjamin Franklin'in icadı paratonerin takılı olduğu camide, ezanın sesini Ernst Siemens'in icat ettiği hoparlörden, Emile Berliner'in icat ettiği mikrofondan, Edison'un icat ettiği lamba ışığında, Willis Carrier'in icat ettiği klimanın serinliğinde, batıyı eleştirip dinimizi savunacak bir durumdayız.
Peki kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'in ilk emri nedir ?
Peygamberimize gelen ilk vahiy nedir ?
İlim Çin’de de olsa öğreniniz! Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum diyen Hz Ali'nin emir, öngörü ve teşvik edici deyim ve sözlerini nasıl değerlendireceğiz?
Allah’ın bizlere bahşettiği beyni eğitim ve samimi emeller istikametinde kullanabilmemiz arzusuyla…
Saygı sevgilerimle
Derbo SAĞIR