DÖNMEZ : BUĞDAYIN TOPRAK ALTINA DEPOLANMASI ASIRLIK BİR SAKLAMA KOŞULUDUR
İyi Parti Balıkesir Milletvekili Op. Dr. Turhan Çömez’in Bandırma Koyunculuk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü arazisine TMO’ya ait onbinlerce ton buğdayın gömüldüğü ve toprak altında çürüyen buğdayların hızla tahliye edildiğine yönelik iddiaları TMO ve İletişim Başkanlığı tarafından yalanlansa da gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.
Bandırma Ziraat Odası Başkanı Süleyman Dönmez de konuyla ilgili bir açıklama yaparak siloları dolu olan Toprak Mahsulleri Ofisi’nin Anadolu’da çiftçilerin asırlardır uyguladığı bir saklama koşulunu devreye alarak fazla buğdayı toprak altında saklamasının doğru bir yöntem olduğunu savundu. Dönmez yaptığı açıklamada, “Aynı olayı geçtiğimiz sene Sivas’ta yaşamıştık. Sivas Ziraat Odası Başkanı Hacı Çetindağ, silolara sığmayan 210 bin ton buğdayın toprağa gömülerek muhafaza edildiğini ve ihtiyaç halinde de gömüldüğü yerden çıkarılarak ekonomiye kazandırıldığını anlatmıştı. Bu yöntem Anadolu’da ve ülkemizin bir çok yerinde asırlardır kullanılan bir saklama yöntemidir. TMO toprak altında muhafaza işlemini başarılı bir şekilde yapıyor. Dünyanın bir çok yerinde bu yöntem kullanılıyor zaten. Hem daha sağlıklı, hem daha hijyenik bir yöntem” dedi.
HİTİTLERDEN KALMA BİR SAKLAMA METODU
Buğdayın toprak altında muhafaza edilmesinin M.Ö.1700 yıllarında Anadolu’da hüküm süren Hititlerden kalma bir saklama metodu olduğunu belirten Bandırma Ziraat Odası Başkanı Süleyman Dönmez, “ Buğdayın depolanacağı alan zemini sağlam ve az meyilli olması gerekiyor. Merinos arazisi bu yönden uygun bir arazi. Buğdayın depolanacağı zemine çavdar sapı döşeniyor. Sap topraktan buğdaya nem geçmesini önlüyor. Depolanan alanın iki yanı hafif hendek haline getiriliyor. Buğdaylar döküldükten sonra naylona sarılıyor. Naylon da daha sonra toprakla örtülüyor. Her ne kadar çavdar sapı da kullanılsa, naylona da sarılsa buğdayın tamamen nem almamasını sağlamak ne yazık ki mümkün değil. Mutlaka bir verim kaybı oluyor ama az bir kayıp bu. Cumhuriyet kurulduktan sonra Hititler usulü buğday depolamanın zararlarını önlemek için yurdun dört bir yanına çelik silolar yaptırıldı. Hatta ilkokul kitaplarına bu siloların resimleri konuyordu ve bizimde göğsümüz kabarıyordu. Toprak Mahsulleri Ofisi de bir Cumhuriyet kuruluşudur ve yurdun bir çok yerinde binlerce ton kapasiteli çelik siloları mevcuttur. Çiftçinin üretimine dönük çalışır. İhtiyaç karşılığı olan miktarları alır, stok eder, fazlasını satar. Böylece piyasada fiyat istikrarı sağlamaya çalışır. Buğday bizim ekmeğimizdir ve 105 bin yıldan beri insanoğlu buğdaydan un, undan da ekmek yapıp yemektedir” dedi .