Bizler 78 kuşağıyız. Yaşadığımız sürede bugüne kadar bir daha tanık olamayacağımız olaylar bizim kuşağa denk geldi. Hem sıcak hem de soğuk savaşları yaşadık. Darbeler sanki yol haritamız oldu. Depremleri, felaketleri, afetleri gördük. Yıkılmaz denilen duvarlar yıkıldı. Büyük usta Nazım Hikmet şu dizeleri sanki bizim kuşak için yazmış diye düşünüyorum.
“Alt tarafı bir çiçek koklayıp, bir hayvan sahiplenip, birkaç insan tanıyıp, sevip gidecektik bu Dünya’dan. Nasıl kötü bir zamana denk geldi ömrümüz vicdansızların sapıkların, katillerin, nefretin, cehaletin ortasına düştük.”
Yaradanın bizlere bahşettiği nimetleri bölüşmek yerine bencillik iliklerimize kadar işledi. Dünya’nın bir yerinde çocuklar açlıktan ve Siyonist bombalar ile öldürülürken, diğer taraftan ekmekler ile yemekler çöpe atılır oldu. Hiç ölmeyeceklerini sananlar, insanların emeklerini çalarak yaşamayı bir halt sanır hale geldi. Koltuklara oturanlar hesap vermeyeceklerini bildikleri için her kötülüğü yapabiliyorlar. Kanser hastalarının ilaç paralarından tasarruf yapanlar kanser olamayacaklarının garantisini almışçasına acımasız oluyorlar. Birkaç kötü örneği öne çıkaran zihniyet binlerce köpeğin öldürülmesi için el kaldırabiliyor. Sanki onlara yaşam hakkını kendileri vermişçesine!
Gerçekten nefretin, vicdansızlığın ve cehaletin ortasına düştü bizim kuşak. Bağımsız bir Türkiye hayali kuran gençler dar ağaçlarına gönderildi. Dindar bir nesil yetiştirme çabası içinde olanları ilkokul mezunu bir meczup Allah ile aldatabildi. Cehaletin tam da ortası burası olsa gerek. Kadın cinayetleri artık günümüzde sıradan, önemsenmeyen vakalar haline geldi. Tren ve iş kazalarında ölmek sıradanlaştı. Yetkililerden hesap sormak unutuldu, yapılan her şey yapanların yanına kar kalır hale geldi. Tüm bunlar olurken elden bir şey gelmemesi kişi için bambaşka bir eziyet oluyor.
Dedim ya bizler 78 kuşağıyız. Asla ben demedik. Biz demekten vazgeçmedik. Ama hep yenildik. Çalmadık, kırmadık, dökmedik. Elimizden geldiğince iyi insan olmaya çalıştık. Şeyh Bedrettin’in dediği gibi “Yârin yanağından gayrı her yerde her şeyde beraber diyebilmek için yaşadık.”
Lakin artık gün, memurum işini bilir, devlet malı deniz yemeyen keriz, Dünya’yı ben mi kurtaracağım düsturunu benimseyenlerin oldu. Bizler için Dünya yaşanabilir olmaktan çıktı. En azından benim için Dünya cehennem olmaya başladı. Çaresiz çocukları, çırpınan aileleri, kötülükleri, cehaleti görmek zor geliyor. Tüm kötülükleri yok etmek istiyorsunuz ama yapamıyorsunuz. Gazze’deki çocukları kurtarmak için elinizden bir şey gelmiyor. Siyasetin zirve yaptığı cehalet ve kötülük karşısında çaresizsiniz. Olmuyor, yapamıyor ve SGK’dan ilaç alamadıkları için ölen çocuklarla beraber sizde ölüyorsunuz.
Bizim için mi yazdın bu satırları be usta! Gerçekten de vicdansızların sapıkların, katillerin, nefretin, cehaletin ortasına düştük. Allah sonumuzu hayır eylesin….
GÜNDEM
19 Kasım 2024GÜNDEM
19 Kasım 2024GENEL
19 Kasım 2024GÜNDEM
19 Kasım 2024GÜNDEM
19 Kasım 2024GÜNDEM
19 Kasım 2024GENEL
19 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.