BGC : GAZETECİLER ‘ŞAMAR OĞLANI’ DEĞİLDİR!

BALIKESİR'in Edremit ilçesinde yayın yapan Radyo Ses ve Ses Gazetesi imtiyaz sahibi Doğan Doğan, Ayvalık yolundaki bir trafik kazasını haberleştirdiği sırada sözlü ve fiili saldırıya maruz kaldı. Otomobilinde de hasar oluşan Doğan Doğan'a yönelik saldırının güvenlik görevlileri önünde gerçekleşmesi düşündürdü. Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti (BGC) Yönetim Kurulu, yaptığı yazılı açıklamayla, Gömeç Keremköy E 87 karayolu üzerinde meydana gelen trafik kazası sonrası haber yapmak için bölgede bulunan gazeteci Doğan Doğan'a yönelik saldırıyı kınadı. Medya çalışanlarının hedef alındığı sözlü ve fiziksel şiddetin günümüzde olağan gibi görüldüğü bir dönem yaşanıldığına dikkat çekilen Gazeteciler Cemiyeti'nin açıklamasında şöyle denildi: "Gazetecilerin özellikle siyasetçiler tarafından hedef gösterilmesinden cesaret alan çevreler, işi kabadayılığa dönüştürdü. Bunun son örneği Gömeç'te görüldü. Gömeç-Ayvalık karayolu üzerinde meydana elim bir trafik kazasını haber yaptığı sırada meslektaşımız Doğan Doğan, gazeteci olduğuna dair Basın Kartı'nı göstermesine rağmen olay yerindeki trafik polislerince 'özel hayatın gizliliği' adı altında engellenmek istenmesini ve kazaya karışanların yakınlarının da sözlü ve fiili saldırısına uğradı, otomobilinin camları kırılmasını üzülerek öğrendik. Gazetecinin temel görevi halkın haber alma hakkına hizmet etmektir. Bölgesinde yaşananlarla ilgili kamuoyunu bilgilendirmek, gazetecilerin en önemli işlevidir. Ne yazık ki, bu anayasal ve demokratik gerçeğin yok sayılmaya çalışılmasını üzülerek görmekteyiz. Gazetecilere yönelik sözlü ve fiziksel saldırıların olağan hale gelmesinin basın özgürlüğü açısından vahim bir durum oluşturduğu bilinmelidir. Gazetecilerin kendini bilmez kişi veya kişilerin sözlü ve fiili saldırılarına maruz kalmak için değil, hakikatı haberleştirerek halkı bilgilendirmek için var olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlatmayı görev sayıyoruz. Bununla birlikte, kamu görevlilerinin de, haber çalışmaları sırasında kamu adına görev yapan meslektaşlarımıza zorluk değil, kolaylık sağlamaları, özel ve kamusal alanın farkını bilmeleri gerektiği düşüncesindeyiz. Gazeteciler “şamar oğlanı” değildir. Gerçeğin peşinde koşan, halkımızın anayasal hakkı olan haber alma hakkını onlar adına kullanan kutsal mesleğin çilekeş neferleridir. Bugün yaşadığımız durum vahimdir. Her olayın ardından gazetecilere yönelik yapılan saldırı halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına yönelik bir saldırıdır. Şehir eşkiyalığına yeltenen isimlerin gerekli cezalara çarptırılacaklarına inanıyor, meslektaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”