BANDIRMA’NIN SORUNLARI-3
“Yağmur altında susuz kalmak.” Evet, bu deyim tam da BANDIRMA için uygun bir deyim desek yeridir.
Büyükşehir statüsüne geçmeden önce, her belediye kendi göbeğini kendi kesebiliyordu. Kendi imkanları dahilinde altyapı, üstyapı ve çevre düzenlemesinde bulunarak, kentin yaşanabilir bir düzeye gelmesi noktasında çalışmalar yapılmaktaydı.
Yeşili sev, çevreyi koru deriz, ancak yeşil yok çevre de korunmaya muhtaç. Güney Marmara’nın gözdesi ve ağabey ilçesi durumunda olan Bandırma yeşile muhtaç.
Turizm, tarım, lojistik, balıkçılık, sanayi yatırımları yönünden işgücü ve katma değer alanında bir hayli katkı sunan Bandırma’nın hak ettiği noktada olmaması üvey evlat intibası oluşturmakta.
Karasal iklimin hüküm sürdüğü güney illerimiz çok su istemeyen ve bölgeye adaptasyon sağlayan bitki örtüsü ile, ana cadde ve refüjleri çoktan düzenleyerek, yeşil ile donatılı yaşanabilir bir alana dönüştürerek, yöre halkına değer verdiklerini gösterdiler.
Bir çevre mühendisi veya peyzaj mimarının bölgeye tayin edilmesi zor olmasa gerek. Üç beş kıytırık, görseli olmayan, bölgeye adaptasyon sağlamayan ıskarta bitki ekmek ile bu iş olmuyor.
Karacabey ile Susurluk sınırından Bandırma, Erdek ve Gönen’e kadar, ana arter ve yol refüjlerinin karayolları ve büyükşehir tarafından çevre düzenlemesi ve ağaçlandırılması yöre halkı olarak istek ve arzularımızdır.
Çevre düzenlenmesi, alt ve üst yapıların dizayn ve inşa edilmesi, ilgili birim ve kuruluşların kalitesini ve de yöre halkına vermiş olduğu değeri yansıtacaktır.
Yollar medeniyettir, bitki örtüsü ise o yolların gerdanıdır, çehresidir, insana değer vermenin ve yaşanılabilir bir şehirleşmenin teyit ve tespitidir.
Cennet denildiğinde ilk aklımıza gelen gül, çiçek, bitki ile donatılı yeşil bir alan olduğunu düşünürüz. Yerel yönetimlerin asli görev ve sorumlulukları yol çevre düzenlemesi, temizlik, park, bahçe ve kentin güzelleştirilip yaşanılabilir cennet gibi alanlar meydana getirmek değil midir.?
Büyükşehir, ilçe belediyeleri ve karayollarının ilgili birimleri tarafından, Güney Marmara’ya reva görülen, geciktirilen veya ihmal edilen bu hizmet ve yatırımların bir an önce hayata geçirilmesi elzemdir.
Dirayetli ve liyakatli bir çevre mühendisi veya peyzaj mimarı marifetiyle, büyükşehrin ilgi alakası, alt belediye’nin takipçiliğiyle bu hizmetlerin nihayet bulacağı kanaatindeyim.
Bunun yanında, yol güzergahlarında daha önce dikilen ve var olan bitkilerin ise bir an önce bakım, budama ve işlemlerinin yapılması gerekiyor ki güzel bir görsel kazanılabilsin.
Baba veya ağabey konumunda olan büyükşehrin bu konuya eğilmesiyle, alt belediye de kendi sorumluluk alanlarına aynı hassasiyet ile eğileceği kanaatindeyiz.
Eğer hayvanları seviyor isek canlıların hayat bulacağı bitki örtüsüne de önem vermeliyiz. Eğer İslami, insani ve medeni bir hayatı tercih ediyor isek, yine bitki ve çevre düzenlemesine ihtiyacımız bulunmaktadır.
Bitki orijini noktasında, çevre kirliliği yapmayan, bölgeye adaptasyon sağlayan, yarı bodur ve özellikle çok su ve bakıma ihtiyaç duymayan, çınar yapraklı dut, akçaağaç, süs eriği, aşılı top akasya gibi görsel bitkileri tercih etmeliyiz.
Yol güzergahındaki özel mülkiyet arazilere ise, örnek ve teşvik olacak bir şekilde, yöre halkına jest ve de kazanç amaçlı zeytin, badem ve ceviz fidanları ile donatılması ayrı bir güzellik katacaktır.
Haydi şehrimizin güzelleşmesi için fidan dikmeye, tribüne oynamak için fidan dikmeye, sorumluluğumuz altındaki yöreye değer vermek ve değerli kılmak için fidan dikmeye, Bandırma ve yöre ilçelerin üvey değil öz evlat olduğunu ve değer verildiğini görmek için fidan dikmeye girişelim.
Bu hizmetlerin hayata geçirilmesi noktasında ise, alt belediye idarecilerimizin, yöremizin yaşanılabilir bir düzeye gelmesi noktasında, ideolojik gömleklerini çıkartarak, yatırımların temin ve tesisi noktasında takipçi olmaları, olmuyor ise basın ile paylaşması, yine olmuyor ise yöre halkı ile birlikte kitlesel duyarlılık göstermesi şehrimize hizmetlerin aksatılmadan yansımasına sebebiyet vereceğini düşünüyorum.
Yarınlara umut ile bakabileceğimiz güzel bir Bandırma’nın içinde bulunduğu Güney Marmara’nın hayata geçirilmesi dileklerimle
Saygılar sunarım.