300 tl deneme bonusu veren siteler 200 tl deneme bonusu veren siteler bonus veren
Haber Admin

Haber Admin

21 Kasım 2024 Perşembe

MARMARABİRLİK’TEN 437 MİLYON TL’LİK ÖDEME

MARMARABİRLİK’TEN 437 MİLYON TL’LİK ÖDEME
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ürün alımlarına Ekim ayında başlayan Marmarabirlik, ortaklara ikinci dilim olarak 22 Kasım Cuma günü (yarın) 354 milyon TL ödeme yapacak. Birinci dilimde yapılan 83 milyon TL’lik ödeme ile birlikte ortaklara toplam 437 milyon TL ödenmiş olacak.

2024/2025 iş yılı ürün alım kampanyasının başladığı günden bugüne kadar 1 milyar 250 milyon TL tutarında ürün alımı gerçekleştiren Marmarabirlik’te, ödemeler devam ediyor. Kampanya döneminde birinci dilim olarak 83 milyon TL ödeme yapıldı. Ürün bedellerini 15 günlük periyotlarla ödeyen Marmarabirlik, 2 Kasım-15 Kasım 2024 tarihleri arası teslim edilen ürün bedeli alacaklarının yüzde 50’sinin karşılığı olarak 22 Kasım Cuma günü (yarın) 354 milyon TL ödeme yapacak. Yapılacak ikinci dilim ödeme ile birlikte üreticilere toplam 437 milyon TL ödeme yapılmış olacak. Ortaklar Ziraat Bankası ATM’lerinden ürün bedellerini alabilecekler. Üçüncü ödeme 6 Aralık’ta gerçekleşecek.

“Ortaklarımızın beyanı dışında kalan zeytin rekoltesi çok yüksek”

Ürün alımlarına devam edildiğini belirten Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, Bursa Bölgesi’nde 280 bin ton zeytin rekoltesi olduğunu, Gemlik-Mudanya-Orhangazi ve İznik Kooperatifleri’ne bağlı ortaklar tarafından yaklaşık 70 bin ton rekolte beyanı geldiğini söyledi. Asa, “Marmarabirlik’in bu bölgede muhatap olduğu rakam 70 bin ton olmasına rağmen, Marmarabirlik ile ilişkisi olmayan dışarıdaki 210 bin ton zeytinin muhatabı yok. Yaşanan sıkıntının asıl kaynağı budur. Marmarabirlik bu miktarın sorumlusu değildir. Bazı sivil toplum kuruluşları sorumlu olarak Marmarabirlik’i göstermeye çalışmaktadır” dedi.

Geçtiğimiz yıl sofralık zeytin rekoltesinin Bursa Bölgesi’nde 116 bin ton, bütün kooperatiflerin faaliyet alanı içinde ise yaklaşık 130 bin ton olduğunu anlatan Hidamet Asa, “Bu sene ise bütün faaliyet bölgemizde 379 bin ton rekolte var. Herkes çok iyi biliyor ki bu miktardaki ürünün ne fiziki olarak ne de mali olarak alımı mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

“1 kg zeytinin üretim maliyeti güncel rakamlarla hesap edildi”

Bu yıl ağaç başına düşen verimliliğin geçtiğimiz yıla göre iki katından daha fazla yükseldiğini söyleyen Başkan Asa, “Geçtiğimiz yıl 15 kilogram olan ağaç başına verimlilik, bu sene sulanabilir yerlerde 45 kilograma kadar çıkmaktadır. Bir kilogram zeytinin üretim maliyetleri, geçtiğimiz yılın maliyetlerinin üzerine enflasyondan kaynaklı artışlar göz önüne alınarak, gerçekleşen giderler üzerinden hesap edilmiştir” şeklinde konuştu.

“Önümüzdeki yıl yok yılı olacak”

Piyasadaki diğer alıcıların çok küçük miktarlarda ürün alıp kenara çekildiğini aktaran Hidamet Asa, “Marmarabirlik, üreticisini mağdur etmemek için alımlara devam ediyor ve 60 bin ton ürün alacak. Şu anda arz talep dengesine baktığımızda özellikle yağlık zeytinin iklim koşulları (kuraklık) sebebiyle artmış olması, sofralık üretiminin azalacağını, önümüzdeki yıl sofralık zeytinde yine yok yılı olacağını gösteriyor” açıklamalarında bulundu.

“Marmarabirlik’in önceliği üreticisine destek vermektir”

2020 yılından bu yana yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen Marmarabirlik’in her zaman üreticiye destek olduğunu belirten Asa sözlerini şöyle sürdürdü; “2020 yılında baş barem fiyatı 15,50 TL iken bu yıl avans baş barem fiyatımız 125 TL’dir. Görevde olduğumuz süre içinde yatırımlarla depolama kapasitemiz 50 bin tonlardan 80 bin tonlara çıkarılmış, Entegre tesislerin yıllık üretim kapasitesi de 35 bin tonlardan 55 bin tonlara çıkarılmıştır. Dolayısıyla depolama kapasitesi ve üretim kapasitesi artırılmadığı müddetçe alım miktarının daha da artması mümkün değildir. Bunu üreticilerimiz iyi bilmelidir” dedi.

“Marmarabirlik ayakta kalırsa üretici ayakta durur”

Marmarabirlik’in bugüne kadar tüm imkânlarını üretici lehine seferber ettiğini vurgulayan Asa, “Marmarabirlik’in yüksek fiyata sınırsız bir alım yapması, parasını da peşin ödenmesi mümkün değildir. Zor günlerde zeytin üreticisinin yanında olmamız talep ediliyorsa, böyle belirsizliklerin olduğu yıllarda da üreticimiz Marmarabirlik’in yanında olmalıdır. Marmarabirlik ayakta durursa üretici ayakta durur” diye konuştu.

Devamını Oku

AKCİĞER KANSERİNİN BİR NUMARALI NEDENİ SİGARA!

AKCİĞER KANSERİNİN BİR NUMARALI NEDENİ SİGARA!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Dünya Akciğer Kanseri Farkındalık Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Nev Sağlık Grubu Göğüs Cerrahisi Bölümünden Doç. Dr. Serhat Yalçınkaya, “Akciğer kanserinin ana nedeni sigara” uyarısında bulundu.

Akciğer kanserinin tüm dünyada en yaygın ve ölümcül kanser türlerinden biri olduğuna dikkat çeken Nev Sağlık Grubu Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Serhat Yalçınkaya, Dünya Akciğer Kanseri Farkındalık Günü kapsamında önemli açıklamalarda bulundu.

Dr. Yalçınkaya, “Sigara ve akciğer kanseri arasındaki ilişki, dünya çapındaki epidemiyolojik çalışmalarla kanıtlanmıştır. Akciğer kanserlerinin yüzde 80-90’ı sigara içenlerde ortaya çıkmaktadır. Sigara içenlerde akciğer kanseri gelişim riski, hiç sigara içmemiş kişilere göre 10-65 kat artmaktadır. Pasif sigara içicilerinde ise normal popülasyona göre bu riskin yüzde 20 arttığı bilinmektedir” dedi.

“Sigara, akciğer kanserinin en önemli ve en yaygın nedenlerinden biridir”

 “Kanser, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve her yıl milyonlarca yeni vaka ile karşı karşıya kalınan bir hastalıktır” diyen Doç. Dr. Serhat Yalçınkaya, “2020 yılında Türkiye’nin nüfusu 84.339.067 olarak kaydedilmişken, yıllık yeni kanser vaka sayısı 233.834 ve kansere bağlı yaşam kaybı sayısı 126.335 olarak bildirilmiştir. 2018 yılına kıyasla artış göstermektedir. Türkiye nüfusu 81.916.866 iken, yeni vaka sayısı 210.537 ve kansere bağlı yaşam kaybı sayısı 116.710 olarak kaydedilmiştir” ifadelerinde bulundu.

 Doç. Dr. Serhat Yalçınkaya, “Dünyada tütün ürünü kullanan kişi sayısının en çok olduğu ülke Çin’dir. Bu ülkeyi Hindistan, Endonezya, Rusya ve ABD izlemektedir. Türkiye dünyada en çok tütün kullanan ülkeler arasında onuncu sırada yer almaktadır. Dünya genelinde yetişkin yaş grubunda erkeklerin yaklaşık yarısı, kadınların da altıda biri sigara içmektedir. Sigaranın akciğer kanseri gelişimindeki kesin rolü, 1960’lardan itibaren açık bir şekilde ortaya konmuştur. Sigara, akciğer kanserinin yüzde 90’ından sorumludur, ancak her sigara içen kişide akciğer kanseri gelişmemektedir. Yapılan çalışmalar, çevresel faktörlerin yanı sıra, genetik faktörlerin de kansere duyarlılıkta önemli rol oynadığını ortaya koymuştur. 05 aileden 973 kişide yapılan bir araştırmada sigara içme alışkanlığı ile kromozom 5q üzerindeki bir lokus arasında yakın ilişki saptanmıştır” dedi.

 “Akciğer kanserinin primer nedeni sigara içiciliğidir”

 Doç. Dr. Serhat Yalçınkaya, “Sigara dumanına maruz kalan dokularda çeşitli morfolojik değişiklikler oluşmaya başlar. Sonra bu değişiklikler geri dönüşü olmayan bir hal alır ve kanser gelişimi başlamış olur. İşte bu aradaki değişimi genetik özellikler etkiler. Akciğer kanserinin primer nedeni sigara içiciliğidir. Sigara dumanındaki major karsinojenler; polisiklik hidrokarbonlar, aromatik aminler, nitrozaminler, piridin alkaloidler ve radyoaktif bileşenlerdir. Bunların içinde nitrozamin 4 (metilnitrozamin)-1-(3 piridil)-1-butanon (NNK) en potent ve mutajen karsinojendir ve nikotinin nitrozasyonundan oluşur” dedi.

“Erken tanı ve tedaviyle 5 yıllık sağ kalım oranı yüzde 50 civarındadır”

 Tedavi şeklini anlatan Yalçınkaya, “Öncelikli tedaviler kemoterapi, radyoterapi ve cerrahidir. Diğer tedaviler ise terapi, İmmünoterapi/akıllı ilaç gen tedavisi sayılabilir” dedi.

Yalçınkaya, “Akciğer kanserinin tedavisi, hastalığı her zaman tam olarak ortadan kaldıramaz. Tedavinin ne kadar başarılı olacağı kanserin tipine ve evresine bağlıdır. Erken tanı ve tedaviyle 5 yıllık sağ kalım oranı yüzde 50 civarındadır. Dolayısıyla sizin için şu anda hiçbir şey, sigarayı hemen bırakmanızdan daha önemli ve öncelikli değil” şeklinde uyarıda bulundu.

Devamını Oku

MENDİREK BAKIMA ALINDI

MENDİREK BAKIMA ALINDI
0

BEĞENDİM

ABONE OL

800 metre uzunluğunda ve halkın önemli bir gezinti alanı ile olta balıkçıların av bölgesi olan ve yaşam boyu yürüyüş sporu yapılan mendirek zamanla tahribe uğradığıyla ilgili haberimizden sonra mendirek bakıma alındı. 3 günden beri 3 ustanın çalıştığı mendireğin havaların da müsait gitmesi nedeniyle onarımı tamamlandı.

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan mendirek son olarak 2004- 2007 tarihlerinde Bandırma Belediye Başkanı olan ve eski milletvekili Cemal Öztaylan zamanında mermer parçalarıyla kaplanarak tamir edilmiş ancak zamanla kuvvetli dalgalar sonunda delik deşik olmuştu.

Her geçen gün çukurlaşan mermer aralıkları ve yerlerinden kalkan mermer parçaları nedeniyle gezintiye çıkan vatandaşların ayaklarına takılan zemin nedeniyle takılıp düşme tehlikesi geçiriyordu. Her sabah ve akşamüstleri mutlaka mendirekte tur attığını belirten Hasan Sümer adlı bir vatandaş ise dikkat edilmezse bozuk zemine herkesin takılabileceğini belirterek önlem alınmasını istedi. Erdem ÖZCAN

Devamını Oku

SARI : MARMARA DENİZİ “BENİ KURTARIN” DİYE FERYAT EDİYOR

SARI : MARMARA DENİZİ “BENİ KURTARIN” DİYE FERYAT EDİYOR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın nedenlerini, nasıl mücadele edilmesi gerektiğini, kirliliğin boyutlarını, yosunların ve pinaların denizlerin temizliğindeki faydaları gibi birçok konuda dikkatle okunması gereken bilgileri aktardı. Sarı, müsilajın, denizdeki biyolojik üretimin ilk basamağı olan bitkisel planktonun kirlilik, su sıcaklığı, durağanlık gibi etkilerin tetiklemesiyle aşırı çoğalması sonucu deniz suyuna salgıladıkları sümüksü, şeffaf, yapışkan bir organik madde olduğunu belirtti.

BU HABERİN VİDEOSUNU FACEBOOK VE İNSTAGRAM SAYFALARIMIZDAN İZLEYEBİLİRSİNİZ

2021 yılı ilkbahar-yaz aylarında Marmara Denizi’nin yüzeyini kaplayan müsilajın Erdek Körfezi’nde 23 Ekim 2024’te yapılan kontrol dalışı esnasında 10 metre derinlikte başlayıp 15 metre derinliğe kadar oluştuğunun tespit edildiğini hatırlatan Sarı, 25 Ekim’de yapılan dalışlarda ise müsilajın 10 metreden başlayarak 24 metreye kadar yayıldığının görüldüğünü hatırlattı.
Müsilajın bahara kadar denizlerdeki suların soğuk olması nedeniyle yüzeye çıkamayacağını belirterek, “Sular ısınmaya başladığında müsilaj da yukarı çıkacak. Müsilaj denizde askıda. Denizin dibi tehlikede mercan, pina, midye ve sünger gibi canlıların üzerine çökmeye başladı. Canlıları ciddi tehdit ediyor” dedi.

Müsilajın denizin, kendisiyle kurulan kötü ilişkiye verdiği bir tepki olduğunu vurgulayan Sarı, şunları söyledi:
“Her türlü çöpü atığı üretiriz onları alıcı ortam diye denize boşaltırız. Klozetten eski koltuklara araba lastiklerinden izmarite kadar herşeyi denize boca ederiz. Denizlerin alıcı ortam olarak atıkları almak temizleyip insanlığın konforunu korumak gibi bir zorunluluğu olduğunu düşünüyoruz. Marmara Denizi çevresinde 25 milyon insan yaşıyor. Bunların atıkları denize salınıyor. Türkiye’nin yarısına hizmet sunan sanayi çok mu iyi? Onların da atıkları doğru düzgün arıtılmadan denize gidiyor. Tarımsal atıklar, ilaçlar, gübre atıkları denize akıyor. 50 yıldır Marmara Denizi’nin atık yükünü artırdık. Sürekli arttı. 50 yıl önce Marmara yükü x kadar ise 5x oldu.”

Marmara Denizi “beni kurtarın” diye feryat ediyor
Sarı, 2021 yılında felaket boyutunda müsilaj ortaya çıktığını hatırlatarak, “O günü rakamlarıyla evsel atığın yüzde 51’ini arıtabilmişiz ve yüzde 49’u evsel atığın arıtmadan derinden denize bırakmışız. Bu yükün kaldırmayan Marmara Denizi, ‘bu şartlarda yaşayamam beni kurtarın” diyor. Bu feryadı duymak gerekiyor. 2021’de ciddi önlemler alınacağı açıklandı. O günden bu yana ne olmuş.Yüzde 51’ini arıttığımız atıkların şimdi yüzde 51,7’sini arıtır olmuşuz. Sağlanan ilerleme sadece yüzde 0,7″ diye konuştu.

Pinaların 25 milyon kişinin kirlilik yükünü temizlemesi imkansız
“Pinaları çoğaltırsak Marmara Denizi’nin temizlenmesine katkı olur mu?” şeklinde sorular geldiğini aktaran Sarı, şöyle devam etti:
“Pina Akdeniz’e endemik iki kabuklu bir canlı türü. Karadeniz, Marmara Ege, Adriyatik ve Akdeniz’i içine alan Akdenizler Sistemi’ne endemik canlı türü. Pina 2016 çıkan hastalık yüzünden Cebelitarık Boğazı’ndan Çanakkale boğazına kadar topluca öldü. Olağanüstü bir şekilde Marmara Denizi’nde yaşamaya devam etti. Denizde 1 saatte 6 litre deniz suyunu filtre ediyor. Suları temizliyor. Onların korunması denizlerdeki varlıklarını sürdürmesi çok önemli. Pina ürüyor çoğalıyor varlığını sürdürüyor. 25 milyonun atıklarının yükünü endüstrinin, gübrenin, tarım zehrinin yükünü nasıl kaldırsın? Bu kirliliği temizlemesi imkansız. Marmara Denizi’nin tüm dibini pinalarla donatsak bile yetersiz kalır. Önce kendi atıklarımızı arıtacağız.”

“Pinaların yaşam alanı yosunları bile söküyoruz”
Pinaların deniz çayırlarının içinde yaşadığını vurgulayan Sarı, şunları söyledi:
“Mevcut pinaların yüzde 70’ten fazlası deniz çayırlarının içinde yaşıyor. Deniz çayırlarına yosun diye bakıyoruz istemiyoruz onları. 30 Haziran’da Erdek Körfezi’nde 7 yazlıkçı bir araya geliyorlar torunların ayağına yosun değmesin diye kepçe tutuyorlar. 400 metrekare kıyı şeridindeki deniz çayırlarını söküp yığdılar kenara. Bütün otellerin önündeki deniz çayırları sökülmüş bakın inceleyin. Eğitimli aklı başında insanlar yapıyor. Doğaya saygı desen önde gidiyorlar. Denize dair bilincimiz bilgimiz çok zayıf. Deniz çayırlarını sökerken pinaları da söküyoruz. Bunlar bir bütün ve denizlerin temizliği açısından çok önemli rolleri var.”
“25 milyonun oluşturduğu atıkları pinaların temizlemesini kimse beklemesin” diyen Sarı, “Deniz çöp kutusu değil. Balıkların, yengeçlerin, pinaların, mercanların, midyelerin, deniz çayırlarının evi. Deniz yüzeyine arıtma tesisleri kurmak kısmi etkili olabilir ama binlerce metrekarelik bir alanı temizlemek mümkün değil. Tek çare arıtacağız, temizleyeceğiz. Müsilaj yüzeye daha da yaklaşacak. Tehdit giderek büyüyor” ifadesini kullandı.

Devamını Oku

MOTORSİKLET TRİPORTÖRLE ÇARPIŞTI: 2 YARALI

MOTORSİKLET TRİPORTÖRLE ÇARPIŞTI: 2 YARALI
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bandırma Yeni Sanayi Sitesi’nde iki aracın karıştığı trafik kazası meydana geldi. Kazada 2 araç sürücüde yaralandı.

Edinilen bilgilere göre, 2080 Sokak üzerinde seyir halinde olan İsmail E.İ. idaresindeki 10 AJF 14 plakalı motosiklet, 2064 Sokak’tan 2080 Sokak’a sola dönüş yapmak isteyen İ.G.’nin kullandığı 10 APL 807 plakalı 3 tekerlekli motorlu bisikletle çarpıştı.

Çarpışmanın etkisiyle her iki sürücü de yaralandı. Olay yerine sevk edilen 112 Acil Sağlık ekipleri, yaralıları Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırdı. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenilirken, kazada her iki araçta da maddi hasar meydana geldi. Kazanın görüntüleri bir iş yerinin güvenlik kameralarına yansıdı.

Polis ekipleri, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.