EMEKÇİ KADINLAR FİLİSTİN İÇİN MEYDANA İNDİLER
Bandırma Emekçi kadın Platformu Filistin’de yaşanan İsrail zulmünü lanetlediler. Cumhuriyet meydanındaki basın açıklamasına Beldiye Başkan yardımcısı Aydın Yağar, Ak Parti İlçe Başkanı Mehmet Doğan, CHP İlçe Başkanı Mehmet Atak ve platform üyeleri katıldı.
Basın açıklamasını okuyan Bandırma Emekçi Kadınlar Platformu Dönem Sözcüsü İpek Çetinkuş “ Paylaşım Savaşları nedeniyle başta Ortadoğu ve Ukrayna olmak üzere birçok bölgede farklı düzeylerde devam eden çatışmaların genelleşmesi ve açık bir dünya savaşına dönme tehlikesi dünden daha yakın bir ihtimal olarak kapımızı çalmış durumdadır. Savaşı durduracak olan dünya ezilen halkları ve emekçilerdir. Bu nedenle çağrımız da tüm emek, demokrasi ve halkadır: yaşama, geleceğe sahip çıkmak için barış mücadelesini yükseltelim. Bu noktada gerekli tüm adımların atılması için üzerimize düşen tüm sorumluluk ve bilinçle hareket edelim. ABD, Ortadoğu’da çözümsüzlüğü dayatarak çatışmaları artıran, provokasyonlarla bölgede yaşayan halkları birbirine kırdırmak isteyen emperyalist politikalarının sonucu olarak Kudüs'ün tamamını “İsrail'in başkenti” olarak tanıyıp büyükelçiliğini resmen Tel Aviv'den Kudüs'e taşımıştır İsrail'in masum sivilleri, çocukları hedef alan hastane saldırısı sonrası da müttefikine sarılıp omzunu sıvazlayarak dünyaya mesajını vermiştir. Hamas'ın 7 Ekim sabahı başlattığı İsrail'e yönelik Aksa Tufanı “operasyonu” İsrail ve Filistin arasındaki gerilimi yeni bir aşamaya yükseltti. 1948'de Filistin halkını zorla yerinden edip bugün bu halkı kuşatılmış bir biçimde yaşamaya zorlayan Siyonist İsrail devleti bugünkü tablonun da sorumlusudur. Gazze halkı yıllardır açık bir hapishanede yaşamaya zorlanmıştır. Filistin halkına İsrail’in 2008-2023 yılları arasında düzenlediği ve Filistin'in 300 bin kişiden fazla kayıp verdiği dört büyük harekât ve kesintisiz tacizler karşısında büyük ölçüde sessiz kalan emperyalizmin kalelerinden ve bölgedeki aparatlarından İsrail’e destekler ya da ‘itidal’ telkinleri yükseliyor. Oysa İsrail topları ve uçakları Gazze Şeridine yönelik bombardımanlarını herhangi bir gerekçeye ihtiyaç duymadan taş üstünde taş bırakmamacasına sık sık tekrarlarken, zaman zaman tank harekâtlarıyla sivil halka zulmetmeye devam etti. Trump taraflı ya da tarafsız destekler eşliğinde üç dinin kutsallarının bulunduğu Kudüs'ü başkent ilan ettiğinde de aynı durum söz konusuydu. Buna dayanarak Siyonist İsrail de bu kentin özel statüsünü yok saymış, Mescidi Aksa’yı ve dolayısıyla Filistinlilerin inançlarını saldırı hedefleri arasına almıştı. İsrail saldırıları dur durak bilmeden masum Filistin halkının imhası, aşama aşama devam ediyor. Gazze de su, elektrik, temel tüketim maddelerinin olmadığı, gelen insani yardımlarına İsrail tarafından izin verilmediği, 2 milyon Filistin halkının ölüme terk edildiğini dünya emperyalist ülkeleri seyretmekle yetiniyor. Geçen akşam Gazze'de el-Ehli Baptist Hastanesi'ne İsrail’in düzenlediği saldırıda yüzlerce hasta, çoluk çocuk, sağlık personeli hayatını kaybetti. Savaş suçu işleyen İsrail artık durdurulmalı, savaşlarda dokunulmayan sağlık kuruluşları hedef alınmaya başlandı. Yasak olan kimyasal kitle imha silahları kullanıyor İsrail Siyonist yönetimi. Filistin sorunu tarihsel bağlamından koparılarak bugünkü saldırıları açıklamak mümkün değildir. Bu sorunu sözde çözmek üzere düzenlenen zirvelerde İsrail’in yarattığı fiili durumu veri kabul ederek Siyonist devletin çıkarlarını gözeterek kararlar alanlar da sorunu daha da karmaşıklaştırmış, Filistin'in elini kolunu bağlayarak İsrail'e yeşil ışık yakmaya devam etmişlerdir. İsrail’in süreklilik kazanmış Filistin ulusuna yönelik saldırganlığı ve zulmü koşullarında “önce kim saldırdı?” sorusu anlamsız kalmıştır. ABD emperyalizminin kullanışlı aparatı siyonist İsrail yönetiminin yıllardır izlediği politikalar NATO toplantılarının sonuç protokollerinde ilan edilen paylaşım savaşlarının derinleştiği bir düzlemden gerilime hizmet etmeye devam ediyor. Bölgenin fay hatları birikimi taşıyamaz hale geldi. ABD ve Avrupalı emperyalistler sadece Hamas’ı kınayarak açıkça İsrail ve saldırganlığını desteklemektedirler. Açıktır ki, hak eşitliğinden söz etmeden yapılan kınamalar bizzat kendileri halklara saldıran emperyalistlerin karakteridir. İsrail'in işgal ve katliam saldırıları,”İsrail'in-Hamas Savaşı” diye adlandırılarak meşrulaştırılmak isteniyor, 75 yıldır emperyalist/siyonist işgale karşı çeşitli biçimlerde direnen Filistin halkı gerçeğidir. Filistin halkı,14 yapının ortaklaştığı meşru bir hamle yapmıştır. Emperyalizm, direnen halkları boğmak için İsrail'in yanında dizilmişlerdir. Diğer bir emperyalist kutup ise Rusya ve Çin'in başını çektiği bloktur. Onların da Filistin üzerinden bölgede emperyalist emelleri olduğu için İsrail'in karşısında tutum alıyorlar. Kısacası bir yanda emperyalistlerin çıkarları, diğer yanda Filistin halkı bulunuyor. Bugün her İsrail operasyonunda canı yanan, zulüm altındaki Filistin halkı yalnızdır. Yurttaşlık haklarına sahip olamayan, devletleri tanınmayan, yaşam alanları her gün biraz daha daralan bir şeride sıkışan Filistinliler’in halkların demokratik vicdanından başka desteği yoktur. Filistin halkı dünyadan ve Türkiye'den hamaset sözleri değil, çözüm için acil somut adımlar beklemektedir -Bunun için: öncelikle saldırılar derhal durdurulmalı ateşkes sağlamalı, Filistin halkına yönelik abluka derhal kaldırılmalıdır. -İsrail işgal ettiği topraklarda geri çekilmelidir. Katil ABD olmak üzere tüm emperyalist güçler bölgeden çekilmelidir. -İsrail ile yapılan ikili anlaşmalar iptal edilmelidir. -Filistin halkına ekonomik, sosyal, her türlü destek sağlanmalıdır. -Filistinlilerin hak eşitliğini tanımayan hiç bir çözüm kabul edilmemelidir. İsrail Devletinin hak tanımazlığı karşısında tarafsızlık ya da “arabuluculuk” tutumu alınmamalıdır. -Ulusal siyasal hak eşitliği ve devlet olma hakkı talep eden Filistinliler haklıdır; bu mücadele desteklenmeli ve Filistinlilerin hak eşitliğini tanımayan hiçbir “çözüm” kabul edilmemelidir. -İsrail’in işgal altında tuttuğu toprakların kaderi iki halk tarafından ortaklaşa belirlenmelidir. Siyonist İsrail’in tutumu karşısında Filistin halkının yanındayız. Filistin ve İsrail halklarının eşit siyasal haklara sahip olması gerektiğini savunuyoruz. Sonu gelmeyen saldırıların durdurulmasının yolu budur” Dedi.