Bandırma horlanan, itilip kakılan bir kent olmaya devam ediyor. Zerre kadar Bandırma’yı önemseyen, Bandırma’nın marka değerlerine sahip çıkacak ne bir siyasetçi var nede Bandırma’dan servetlerine servet katan iş insanları var. Bandırma’nın neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor. Hayatın her alanında kavgamızın şehri dediğimiz Bandırma artan nüfusuyla, aldığı göçle, çarpıp kentleşmesiyle, kirli sokakları, bozuk yollarıyla, her gün patlayan su hatlarıyla, trafik keşmekeşiyle çaresizliğe gömülüyor. Yok, haksızlık etmeyelim. Seçim süreçlerinde hatırlanıyoruz ve Bandırma için sözler alıyoruz. Sonra ne mi oluyor? Ne olduğunu zaten yaşayarak görüyoruz. Ortada ne sözler kalıyor ne de bu sözleri verenler. Yine sen, ben ve bizim oğlan ortada bağırıp duruyoruz. Bandırma’daki 60. Senemde değişen hiçbir şey olmuyor. 600 binlik bir çevreye sağlık hizmeti veren Eğitim ve Araştırma Hastanesi yetmiyor. Yeni hastane ihtiyacı had safhada. Kültür Merkezinin temeli atılalı 25 sene oldu. Hala inşaat devam ediyor. Yıllar önce yapımına başlanan yarı olimpik yüzme havuzu ve Gençlik Merkezi inşaatı çürümeye terk edildi. Hastanenin, Üniversitenin, öğrenci yurtlarının ve Okullar Vadisinin kullandığı kavşak çalışması planlamalarda bile gözükmüyor. Aktif deprem fayları üzerindeki Bandırma’da depremle ilgili tek bir çalışma yok. Kentsel dönüşüm adeta Kaf Dağının arkasında duruyor. Yılarca Büyükşehir ile Yerel Belediye arasında top gibi atılan Bandırma hala hizmet bekliyor. Ülkede  Kurtuluş Savaşında son kurşunun atıldığı şehrin Bandırma olduğunu bilen yüz kişi yok. Bu tarihi gerçeği bile kimseye anlatamadık. Hadi biraz geriye seçim sürecine gidelim. Bandırma’ya siyasiler öylesine büyük sözler verdiler ki, yarısını bile yapsalardı biz dünden razıydık. Bu sözlerin ne olduğu Ak Parti, MHP ve CHP’nin seçim broşürlerinde hala duruyor. Bölge milletvekilleri zaten ortada yok. Olsalar da fark etmez. Zira  Cumhurbaşkanlığı Yönetim sisteminde Bakanların yetkileri yok ki milletvekillerinin ne yetkisi olsun. Yine hatırlayın bakalım. Bizlere ne demişlerdi. Ak Parti çok büyük stat yapacaktı. CHP daha mütevazi idi. Onlar butik stat yapacaklardı. Spor Bakanı söz vermiş, Dursun Mirza takip edecekti. Şairin dediği gibi vurulduk, unutulduk ey halkım. Ekonomik tedbirler Bandırma’yı vururken bazı kentleri teğet geçiyor. Bazı kentlerin statları 1 ay içinde yenileniyor ve ışıklandırılıyor. Zeminler yeniden yapılıyor. 17 Eylül stadı ise eski Sovyet Statları gibi köhne vaziyette duruyor. Bandırma’ya gelen her takım bu rezilliğe dem vuruyor. Televizyon yorumcuları laf sokmaya devam ediyor. Stadı geçtim, 100 metrelik stat yolunu  bile 10 seneden bu yana düzeltemediler. Binlerce kişi Bandırma stat istiyor diye bağırıyor duyan yok. 17 Eylül Stadının zemininin yaklaşık 10 sene önce yenilenmesi gerekiyordu. Ancak İlçe Spor Müdürlüğü çalışanları büyük özveri gösterip zemini nispeten oynanır halde tutuyorlar. Antrenman sahalarının bakımı için milyonlarca para harcanırken Bandırma Belediyesi bu sahalarda yağlı güreşler düzenlemeyi düşünüyor. Pes doğrusu. Geçmiş yıllardaki güreşlerde bozulan zeminin düzelmesi için 2,5 yıl gerekti. Onur Göçmez cebinden o tesisler için 40 milyon harcadı. Neymiş o arazi vakfınmış. Bandırmaspor Başkanı rica etmiş de bu sene güreşler yapılmayacakmış. Sayın Serdar Kuter bu neyin ricası ki, siz başkansınız elinizi masaya vuracak sahaların yok edilmesine izin vermiyorum diyeceksiniz. Sayın Mirza, çim tesisleriniz var. 3 binden fazla belediyenin elinde arsası var.  Güreşleri yapacak yer mi bulamadınız. Güreşleri bırakın, Bandırma’ya verdiğiniz stat sözünü tutun. Stat için araziyi Ahmet Akın’a tahsis edin. Büyükşehir de butik stadı yapsın. Bandırma için sözler veren tüm siyasetçilere sesleniyorum. Bilirsiniz ki. Verilen sözler tutulmalıdır. Verilen sözler başka bir şeye benzemez unutmayın.